BÂCÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

BÂCÎ

الباجي
Müellif: AHMET ÖZEL
BÂCÎ
Müellif: AHMET ÖZEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1991
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/baci
AHMET ÖZEL, "BÂCÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/baci (01.12.2024).
Kopyalama metni

Aslen Batalyevsli (Badajoz) olup Zilkade 403’te (Mayıs 1013) doğdu. Ailesi, İşbîliye (Sevilla) yakınlarındaki Bâce’ye (Portekiz’in güneyinde bugünkü Beja) göçtü, sonra da Kurtuba’ya yerleşti. Doğum yeri ile ilgili farklı rivayetler nakledilen Bâcî Kurtuba’da tahsil gördü; Mekkî b. Ebû Tâlib, Yûnus b. Mugīs, İbn Ebû Dirhem ve daha birçok hocadan ders aldı, özellikle edebiyatta meşhur oldu.

1035’te Doğu İslâm ülkelerine seyahate çıktı, bu arada hac farîzasını yerine getirdi. Üç yıl süre ile kaldığı Hicaz’da Hâfız Ebû Zer el-Herevî’den hadis ve fıkıh okudu. Daha sonra Bağdat’a giderek üç yıl da orada kaldı. Geçimini sağlamak için gece bekçiliği yaptığı nakledilir. Ebü’t-Tayyib et-Taberî, Ebû Abdullah Hüseyin es-Saymerî, Ebû İshak eş-Şîrâzî, Ebû Abdullah Muhammed ed-Dâmegānî gibi meşhur Şâfiî ve Hanefî âlimlerinden fıkıh, hâfız Ebû Abdullah es-Sûrî ve başkalarından da hadis okudu. Hatîb el-Bağdâdî ile birbirlerinden hadis dinlediler. Musul’a giderek bir yıl kadar Ebû Ca‘fer es-Simnânî’den kelâm ve aklî ilimler okudu. Dımaşk, Halep ve Mısır’a da giden Bâcî, on iki yıl kaldığı Doğu’da hadis, fıkıh, kelâm, cedel, usul ve edebiyatta derin bir mâlûmata sahip olarak 1047’de Endülüs’e döndü.

Bâcî, Endülüs’te geçimini sağlamak maksadıyla bir süre altın varak dövme işinde çalıştı, noterlik (akdü’l-vesâik) yaptı. Mayurka adasına yerleşip orada taraftar edinen ve kimsenin kendisiyle münazaraya yanaşamadığı İbn Hazm ile tartışmalarda bulunarak ona üstünlük sağladı. Bunun üzerine halkın gözünden düşen İbn Hazm Mayurka’dan ayrılıp inzivaya çekilmek zorunda kaldı. Kısa zamanda yayılan şöhretiyle birlikte Bâcî’nin maddî durumu da düzeldi. Endülüs hükümdarlarıyla (mülûkü’t-tavâif) iyi münasebetler kurdu; aralarındaki anlaşmazlıkları hallederek birleşmelerini sağlamak için gayret gösterdi ve bu maksatla elçilikte bulundu. Bu arada bazı taşra şehirlerinde kadılık görevi de yapan Bâcî, 19 Receb 474’te (23 Aralık 1081) Meriye’de (Almeria) vefat etti.

Endülüs’te Mâlikî mezhebinin önemli simalarından biri olan Bâcî, aralarında İbn Abdülber en-Nemerî, İbn Mâkûlâ, Ebû Abdullah Muhammed b. Fettûh el-Humeydî, Ebû Ali es-Sadefî (İbn Sükkere), Ebû Ali el-Gassânî el-Ceyyânî, Ebû Bekir et-Turtûşî (İbn Ebû Rendeka) ve kendi oğlu Ebü’l-Kāsım Ahmed el-Bâcî gibi ünlü âlimlerin de bulunduğu birçok talebe yetiştirdi. Bâcî Ṣaḥîḥ-i Buḫârî’yi rivayet edenler arasında yer aldığı gibi bu eserin Batı İslâm dünyasındaki sahih nüshalarının çoğu Bâcî’nin veya talebesi Ebû Ali es-Sadefî’nin Ebû Zer el-Herevî’den rivayetlerine dayanıyordu. Nitekim o, Ṣaḥîḥ’in hadis senedlerindeki râvilerin cerh ve ta‘dîliyle ilgili bir eser de kaleme almıştır (aş.bk.).

Eserleri. 1. el-Münteḳā. el-Muvaṭṭaʾ şerhidir. Bâcî en önemli eseri olan bu kitabını, daha önce kaleme aldığı el-İstîfâʾ adlı şerhten, fıkhî meseleleri azaltmak, muhaliflerin delillerine yer vermemek ve el-Muvaṭṭaʾdaki senedlerle yetinmek suretiyle özetleyerek meydana getirmiştir. Hadisler ve onlardan çıkarılan fıkhî hükümlerin açıklandığı eserde öncelikle İmâm Mâlik ve talebeleriyle diğer önde gelen Mâlikî âlimlerin görüşlerine yer verilmiştir. Bu görüşleri açıklayan ve yer yer kendi tercihlerini belirten Bâcî diğer mezheplerin görüşlerine de temas etmektedir. el-Münteḳā yedi cilt halinde Kahire’de basılmıştır (1331-1332).

2. İḥkâmü’l-fuṣûl fî aḥkâmi’l-uṣûl. Fıkıh usulüne dair yazdığı en muhtevalı eseridir. Daha çok cedel metodunun hâkim olduğu eserde Mâlikî mezhebinin görüşleri yanında Şâfiî ve Hanefî mezheplerinin görüşleri de mukayeseli olarak ele alınmıştır. Eser önce Abdülmecîd Türkî (Beyrut 1407/1987), daha sonra da Abdullah Muhammed el-Cübûrî tarafından (Beyrut 1409/1989) neşredilmiştir.

3. el-Minhâc fî tertîbi’l-ḥicâc. Sık sık atıfta bulunduğu bir önceki eserin özeti mahiyetindedir. Önceki eserde asıl konu fıkıh usulü olduğu halde bunda cedel konusu ön plana çıkarılmıştır. Bu eser de Abdülmecid Türkî tarafından neşredilmiştir (Paris 1978; Beyrut 1407/1987).

4. el-İşârât. Fıkıh usulüne dair olan bu özlü eser, Cüveynî’nin el-Varaḳāt’ına Şeyh Hattâb tarafından yapılan şerhe Şeyh Hidde es-Sûsî’nin yazdığı hâşiyenin kenarında basılmıştır (Tunus 1351, 3. baskı).

5. Taḥḳīḳu’l-meẕheb fî enne’n-nebiyye ḳad keteb. Hz. Peygamber’in ümmîliğiyle ilgili olup Ebû Abdurrahman b. Akıl ez-Zâhirî tarafından neşredilmiştir (Riyad 1403/1983). Bâcî bu risâlede Hz. Peygamber’in Hudeybiye Antlaşması sırasında, karşı tarafın itirazı üzerine antlaşma metninden “resûlullah” (Allah’ın elçisi) ifadesini silip kendi adını bizzat yazdığını, bunun da nübüvvetten sonra gerçekleşmesi bakımından “daha önce” hiç yazı yazmamış olduğuna dair âyete (el-Ankebût 29/48) aykırı olmadığını ve bir mûcize sayılacağını söyler. Risâlenin başına konuyla ilgili uzun bir giriş yazan nâşir, Bâcî’nin çağdaşı bazı âlimlerin leh ve aleyhteki görüşlerini kapsayan bazı risâleleri de eserin sonuna eklemiştir.

6. Risâletü’r-râhib min İfrense ile’l-Muḳtedir-Billâh Ṣâḥibi Saraḳusṭa ve cevâbü Ebi’l-Velîd el-Bâcî ʿaleyhâ. Bir Fransız rahibin Sarakusta Hükümdarı Muktedir-Billâh’ı Hıristiyanlığa davet eden mektubu ve Bâcî’nin buna verdiği cevaptır. Bu mektupları ilk defa Dunlop İngilizce tercümeleriyle birlikte neşretmiştir (“A Christion Mission to Muslim Spain in 11th Century”, al-Andalus, XVII, Madrid 1952, s. 259-310). Bâcî’nin büyük bir diyalektik ustalık sergilediği bu risâle daha sonra Abdülmecid Türkî (al-Andalus, XXXI, Madrid 1966, s. 73-153) ve M. Abdullah eş-Şerkāvî tarafından (Risâletü râhibi Fransa ile’l-müslimîn ve cevâbü’l-Ḳāḍî Ebi’l-Velîd el-Bâcî ʿaleyhâ, Kahire 1406/1986) neşredilmiştir. Abdülmecid Türkî bu risâle ile ilgili olarak yapılan çalışmaları değerlendirmiş ve Escurial Kütüphanesi’ndeki tek nüshası ile Dunlop’un neşrini karşılaştırarak eseri yeniden yayımlamıştır (Ḳażâyâ s̱eḳāfiyye, s. 11-60; risâle ile ilgili olarak ayrıca bk. a.mlf., Théologiens et juristes de l’Espagne musulmane, s. 233-243).

7. Risâle fi’l-ḥudûd. Fıkıh usulü kitaplarında geçen terimlere dair olup önce Cevdet Abdurrahman Hilâl tarafından (Revista del Instituto Egipcio de estudios Islámicos en Madrid: Mecelletü’l-Maʿhedi’l-Mıṣrî li’d-dirâsâti’l-İslâmiyye, II, Madrid 1954, s. 1-37), daha sonra da Nezih Hamâde tarafından Kitâbü’l-Uṣûl fi’l-ḥudûd (Beyrut 1392/1973) adıyla yayımlanmıştır.

8. el-Vaṣiyye li-veledeyh. İki çocuğuna yaptığı bu vasiyeti de Cevdet Abdurrahman Hilâl yayımlamıştır (Revista del Instituto..., III, Madrid 1374/1955, s. 17-46).

9. Fuṣûlü’l-aḥkâm ve beyânü mâ meḍâ ʿaleyhi’l-ʿamel ʿinde’l-fuḳahâ ve’l-ḥükkâm (nşr. M. Ebü’l-Ecfân, Tunus 1985).

10. et-Taʿdîl ve’t-tecrîḥ li-men ḫarrece lehü’l-Buḫârî fi’l-Câmiʿi’ṣ-ṣaḥîḥ (nşr. Ebû Lübâbe Hüseyin, I-III, Riyad 1406/1986; bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH).

Bâcî’nin yazma nüshaları bulunan Sünenü’ṣ-ṣâliḥîn (GAL, I, 534), Şerḥu’s-Sevâdi’l-aʿẓam (GAL, I, 183) ve Muḫtaṣaru Müşkili’l-âs̱âr adlı eserleri de vardır. Sonuncu kitap Ebü’l-Mehâsin Yûsuf b. Mûsâ el-Hanefî (ö. 803/1400) tarafından el-Muʿtaṣar mine’l-Muḫtaṣar (Haydarâbâd 1317-1318) adıyla ihtisar edilmiştir (bk. , I, 293; Serkîs, I, 344).

Müellifin kaynaklarda adları geçen diğer başlıca eserleri de şunlardır: el-Îmâ (el-Münteḳā’nın muhtasarı), el-İntiṣâr li-aʿrâżi’l-eʾimmeti’l-aḫyâr, et-Tebyîn ʿan sebîli’l-mühtedîn, et-Tesdîd ilâ maʿrifeti ṭuruḳi’t-tevḥîd, Şerḥu’l-Müdevvene, el-Müheẕẕeb (el-Müdevvene’nin muhtasarı), Firaḳu’l-fuḳahâʾ, en-Nâsiḫ ve’l-mensûḫ, Tefsîrü’l-Ḳurʾân, Tehẕîbü’z-Zâhir li’bni’l-Enbârî.


BİBLİYOGRAFYA

, I, 468.

, III, 94-97.

, II, 802-808.

, I, 200-202.

, II, 408-409.

, XVIII, 535-545.

a.mlf., , III, 1178-1183.

, II, 64-65.

, I, 377-385.

, I, 202-207.

, II, 67-77.

, I, 344.

, I, 120-121.

, I, 183, 534; , I, 293, 298, 743-747.

, I, 130, 461.

, I, 40; IV, 58.

Abdülmecîd Türkî, Théologiens et juristes de l’Espagne musulmane, Paris 1982, s. 233-243.

a.mlf., Münâẓarât fî uṣûli’ş-Şerîʿati’l-İslâmiyye beyne İbn Ḥazm ve’l-Bâcî (trc. ve nşr. Abdüssabûr Şâhin), Beyrut 1406/1986, s. 53-83.

a.mlf., Ḳażâyâ s̱eḳāfiyye min târîḫi’l-ġarbi’l-İslâmî, Beyrut 1409/1988, s. 11-60.

D. M. Dunlop, “al-Bād̲j̲ī”, , I, 864-865.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 414-415 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER