VAHÎD-i MAHTÛMÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

VAHÎD-i MAHTÛMÎ

وحيد مختومى
Müellif: BAHATTİN KAHRAMAN
VAHÎD-i MAHTÛMÎ
Müellif: BAHATTİN KAHRAMAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2012
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/vahid-i-mahtumi
BAHATTİN KAHRAMAN, "VAHÎD-i MAHTÛMÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/vahid-i-mahtumi (01.12.2024).
Kopyalama metni

İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mehmed’dir. Mecelletü’n-niṣâb’daki künyesinden babasının adının Mustafa olduğu anlaşılmaktadır. Öğrenimini Enderun’da tamamladıktan sonra sarayda çeşitli görevlerde bulundu. Hırka-i Saâdet Dairesi’nde on yıl kadar hizmet gördü. Kendisine çavuşluk verildi, gedikliler arasına katıldı, hazine ağalığı yaptı. Şairliği yanında hoşsohbet bir kişiydi. Biniciliği, kılıç kullanma, cirit atma, saz çalıp türkü ve tekerleme söylemedeki maharetiyle III. Ahmed’in dikkatini çekti. Padişahın silâhdarı olarak Mora seferinde onun yanında yer aldı. Fakat 1129’da (1717) azledilerek Rakka’ya sürüldü. Sicill-i Osmânî’de Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa ile anlaşamaması, Âdâb-ı Zurefâ’da ise Mora seferinde hakkında çıkan ihanet dedikoduları yüzünden İstanbul’dan uzaklaştırıldığı kayıtlıdır. Üç yıl kaldığı Rakka’da iken izin alıp hacca gitti. İstanbul’a dönmek için türlü yollara başvurduysa da bir sonuç alamadı. Rumeli’ye geçerek Yenişehr-i Fenâr’daki (Larissa) timarına yerleşti, ardından Rumeli şehirlerini dolaştı. I. Mahmud 1730’da tahta çıkınca affedilip İstanbul’a geldi ve burada vefat etti. Ölümüne, “Âh göçdî Mahtûmî” (1145) sözüyle tarih düşürülmüştür. Çoğunlukla kullandığı “Vahîd” mahlası yanında divanının şarkılar kısmındaki manzumelerle bazı eserlerinde “Mahtûmî”yi de kullanmıştır. Bu ikinci mahlas daha çok halk şiiri çevreleriyle ilgisini gösterir. Çünkü Şermî (ö. 1127/1715) gibi önemli halk şairlerinden bu tarzın inceliklerini öğrenmiştir. Kendi döneminde daha çok Mahtûmî Ağa olarak anılmasına rağmen edebiyatta Vahîd-i Mahtûmî diye tanınmıştır.

Eserleri. 1. Divan. 1129’da (1717) tertiplenen 445 manzumelik esere dönemin bazı şairleri takriz yazmıştır. Divanda on dokuz kaside, kırk dört tarih manzumesi, iki terkibibend, üç müseddes, “Murabbaât ve Şarkiyyât ve Türkmaniyyât ve Gayrihî” başlığı altında otuz biri hece vezniyle toplam 101 manzume, 198 gazel, yirmi üç rubâî, on kıta, otuz bir nazım, on iki beyit ve bir lugaz yer almaktadır. Divanın özellikle şarkılar bölümündeki heceyle yazılmış manzumeleri onun aynı zamanda halk şairi olarak anılmasını sağlamıştır. Üzerinde Bahattin Kahraman’ın doktora çalışması yaptığı divanın (bk. bibl.) çoğu İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 772, 1753, 5490) ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Hacı Mahmud Efendi, nr. 3505/1, 5175; Lala İsmâil, nr. 499; Hafîd Efendi, nr. 478/1; Yazma Bağışlar, nr. 3121) olmak üzere çeşitli kütüphanelerde kayıtlı on üç nüshası tesbit edilmiştir.

2. Lâlezâr. Günümüzde Yunanistan sınırları içinde kalan Yenişehr-i Fenâr için yazılmış bir şehrengizdir. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüshasında (Hafîd Efendi, nr. 478/3), “Yenişehir’de menfî iken istîfâ için Kaptan Mustafa Paşa’ya nev-zemîn yapıp irsâl etmiştir” kaydı vardır. Tamamı 524 beyit olup özellikle Yenişehr-i Fenâr ve lâle isimleri bakımından kayda değer bir eserdir; ismini de buradan almıştır. Divanda yer alan manzumenin ayrıca İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 9860), Fâtih Millet (Ali Emîrî Efendi, Manzum, Edeb ve Muhadara, nr. 975), Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege kütüphaneleri ile Ankara Millî Kütüphane (Yz. FB, nr. 533/2) ve Viyana Österreichische Nationalbibliothek’te (nr. 22/2, 10) nüshaları vardır.

3. Sergüzeşt-i Garîb-i Bağdâdî. Divan nüshalarının çoğunda bulunan bu manzume haris bir kişiliğe sahip Bağdatlı bir şahsın başına gelenlerin anlatıldığı 120 beyitlik bir mesnevidir.

4. Nâme-i Âşıkāne-i Manzûm. Yine divanında yer alan otuz dokuz beyitlik bu mesnevi sevgiliye yazılmış bir mektuptur.

5. Arz-ı Hâl-i Mahtûmî Berây-i Sultân Mahmûd Han. Şairin affedilmesi için I. Mahmud’a yazdığı seksen üç beyitlik mesnevi bir nevi hal tercümesi olup tam nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Lâleli, nr. 2012).

6. Târih (Mora Seferi). Şair bu tek mensur eserinde III. Ahmed’in 1126 (1714) yılında yaptığı Mora seferini anlatmaktadır. Her güne ait olayların ve sefer sırasında geçilen menzillerin kaydedildiği eser Sevim Üngün tarafından yayımlanmıştır (bk. bibl.).


BİBLİYOGRAFYA

Râmiz, Âdâb-ı Zurefâ, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3873, vr. 88a.

Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Mecelletü’n-niṣâb, Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 628, vr. 388a.

, IV, 352.

Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatında Şehr-engizler ve Şehr-engizlerde İstanbul, İstanbul 1958, s. 58.

M. Fuad Köprülü, Türk Sazşâirleri, Ankara 1962, s. 398.

Vasfi Mahir Kocatürk, Divan Şiiri Antolojisi, Ankara 1963, s. 227.

Bahattin Kahraman, Vahîd Mahtûmî: Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Eserlerinin Tenkidli Metni (doktora tezi, 1995), SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ali Canip Yöntem, “Hem Divan Hem Halk Şairi Vahîd Mahtûmî”, , III/3-4 (1949), s. 267-274.

Sevim Üngün, “Vahîd Mahtûmî ve Mora Fetihnâmesi”, , XV/20 (1965), s. 101-116; XVI/21 (1966), s. 63-76; XVII/22 (1967), s. 169-180.

Mustafa İsen, “Edebiyat Tarihimizin İlginç Bir İsmi Vahîd Mahtûmî”, Millî Folklor, II/14, Ankara 1992, s. 12.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 42. cildinde, 436-437 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER