ŞİRBÎNÎ, Hatîb - TDV İslâm Ansiklopedisi

ŞİRBÎNÎ, Hatîb

الخطيب الشربيني
ŞİRBÎNÎ, Hatîb
Müellif: ALİ HAKAN ÇAVUŞOĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2010
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sirbini-hatib
ALİ HAKAN ÇAVUŞOĞLU, "ŞİRBÎNÎ, Hatîb", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/sirbini-hatib (28.11.2024).
Kopyalama metni

Mısır’ın Garbiye vilâyetine bağlı Şirbîn köyünde (günümüzde Dekahliye vilâyetine bağlı bir kaza) doğdu. Hayatı hakkında temel kaynak durumundaki Şa‘rânî ve Gazzî’nin eserlerinde (eṭ-Ṭabaḳātü’ṣ-ṣuġrâ, s. 112; el-Kevâkibü’s-sâʾire, III, 79) doğum tarihi ve ailesi hakkında bilgi verilmez. Sonraki kaynaklarda babasının adı Muhammed (İbnü’l-İmâd, VIII, 384) ve Abdurrahman (İbnü’l-Gazzî, III, 161) şeklinde kaydedilmekle birlikte kendisi tefsirinin sonunda babasının adını Ahmed olarak vermektedir (es-Sirâcü’l-münîr, VIII, 481). 926’dan (1520) önceki bir tarihte tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ el-Ensârî, Şehâbeddin er-Remlî, Ahmed Amîre el-Burullusî, Nâsırüddin el-Lekānî, Muhammed b. Sâlim et-Tablâvî, Cemâleddin es-Sâfî, Nûreddin el-Mahallî, Bedreddin el-Meşhedî ve Muhammed b. Abdurrahman en-Nüşeylî gibi âlimlere öğrencilik yaptı. Özellikle fıkıh, Arap dili ve tefsir alanlarında kendini iyi yetiştirdi; fıkıhta daha çok Remlî’den yararlandı. Bütün hocalarından tedris ve fetva icâzeti alarak onların sağlığında ders ve fetvâ vermeye başladı. 959 (1552) yılı başları ve 961 (1553-54) başlarında Medine’ye gittiğini kaydeden Şirbînî muhtemelen her ikisinde de yıl boyunca orada kalıp hac sonrası Kahire’ye döndü. 962’de (1555) Bîmâristânü’l-Mansûrî Külliyesi’nde (el-Mâristânü’l-kebîr el-Mansûrî) tefsir hocalığına tayin edildi. Öğrencileri arasında oğlu Zeynüddin Abdurrahman’ın yanı sıra Muhammed el-Kasrî, Zeynüddin Abdurrahman b. Yûsuf el-Buhûtî ve Muhammed b. Yûsuf İbnü’l-Muammer el-Betâîhî’nin adı anılır. Şirbînî 2 Şâban 977 (10 Ocak 1570) tarihinde Kahire’de vefat etti. Kabri Karâfetülmücâvirîn’dedir. Hatîb lakabını el-Câmiu’l-Ezher’de hatiplik görevinde bulunmasından dolayı aldığı nakledilir (Büceyrimî, I, 11). Hocası Şehâbeddin er-Remlî’nin kendisinden hatip diye söz etmesi (Şa‘rânî, eṭ-Ṭabaḳātü’ṣ-ṣuġrâ, s. 67), öğrencilik yıllarında da bu görevi üstlendiğini veya Kahire’ye gelmeden önce Şirbîn Camii’nde hatiplik yapmış olabileceğini düşündürmektedir. Nitekim XIX. yüzyılda Şirbîn’de onun adıyla anılan bir cami bulunmaktaydı (Ali Paşa Mübârek, XII, 338).

Şirbînî ilmî şahsiyeti kadar ibadet ve zühd hayatındaki titizliği, güzel ahlâkı ve mütevazi kişiliğiyle dikkat çekmiştir. Yakın arkadaşı ve dostu Şa‘rânî’nin verdiği bilgiye göre yöneticilerden ve kadılardan uzak durur, hatta çoğunu tanımaz ve resmî görevlere iltifat etmezdi. Şirbînî, özellikle el-Câmiu’l-Ezher başta olmak üzere Kahire medreselerinde fıkıh ve Arap dili sahasında ders kitabı olarak okutulan temel eserler üzerine yazdığı şerh ve hâşiyeleriyle tanınır. Şeyhayn (Nevevî ve Râfiî) sonrası müteahhirîn dönemi Şâfiî fıkhının gelişmesinde Şirbînî’nin çalışmalarının önemli bir yeri vardır. Bilhassa Nevevî’nin Minhâcü’ṭ-ṭâlibîn adlı eserine yazdığı Muġni’l-muḥtâc, İbn Hacer el-Heytemî ve Şemseddin er-Remlî’nin şerhlerinden sonra en çok tutulan şerh olup Osmanlı devri Şâfiî fakihlerince esas alınan temel kaynaklardandır. Müteahhirîn devri Şâfiî fetva usulünde Şirbînî’nin Muġni’l-muḥtâc’daki tercihlerinin, genellikle İbn Hacer el-Heytemî ve Şemseddin er-Remlî’nin Minhâc şerhleriyle Zekeriyyâ el-Ensârî’nin Şerḥu’l-Behce ve Şerḥu’l-Menhec’inden sonra geldiği kabul edilir (Alevî b. Ahmed es-Sekkāf, s. 37; Kavâsimî, s. 414-415). Söz konusu eserler arasında bir tercih sıralaması olmadığı ve müftünün dilediğini fetvaya esas alabileceği de söylenmiştir (Ahmed Meykarî, s. 628-629; M. İbrâhim Ahmed, s. 135-136). Dönemin önde gelen mutasavvıflarından Şa‘rânî, Ezher ulemâsının ağır tenkitlerine mâruz kaldığında onu savunup destekleyenler arasında Şirbînî de bulunuyordu. Ancak Münâvî onun sûfîlerle ilişkileri hakkında olumlu şeyler söylemez.

Eserleri. A) Fıkıh. 1. Muġni’l-muḥtâc ilâ maʿrifeti meʿânî elfâẓi’l-Minhâc. Nevevî’nin Minhâcü’ṭ-ṭâlibîn’i üzerine yazılmış en önemli üç şerhten biri olan eser İbn Hacer el-Heytemî’nin Tuḥfetü’l-muḥtâc’ından sonra, Şemseddin er-Remlî’nin Nihâyetü’l-muḥtâc’ından önce 959-963 (1552-1556) yılları arasında kaleme alınmıştır. Şirbînî’nin daha önceki Minhâc şerhlerinden faydalanarak meydana getirdiği, Bedreddin İbn Kādî Şühbe’nin şerhiyle hocalarından Zekeriyyâ el-Ensârî’nin eserlerine (“şeyhunâ” ifadesiyle) ve Şehâbeddin er-Remlî’nin görüşlerine (“şeyhî” ifadesiyle) sık sık atıfta bulunduğu eser daha çok tutulan Nihâyetü’l-muḥtâc’a kaynak teşkil etmiştir (Alevî b. Ahmed es-Sekkāf, s. 41; Ahmed Meykarî, s. 629, 653). Müellifin, büyük ölçüde Nevevî’nin tercihlerine bağlı kalarak bu görüşlerin delillerine işaret etmekle birlikte kendi tercihlerini de ortaya koyduğu, farklı mezhep görüşlerinin tartışmasına ve fazla ayrıntıya girmeden kaleme aldığı bu şerh birçok defa yayımlanmıştır (Bulak 1293; Kahire 1298, 1303, 1308, 1329, 1377/1958; nşr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Beyrut 1994, 2006; nşr. Muhammed Halîl Aytânî, Beyrut 1997, 2004; nşr. Muhammed Cemîl Attâr, Beyrut 2004, Cevbelî İbrâhim’in ta‘likiyle birlikte). Eserin Soner Duman tarafından yapılan Türkçe tercümesi yayımlanmaya başlanmıştır (İstanbul 2009).

2. el-İḳnâʿ fî ḥalli elfâẓi Ebî Şücâʿ (Şerḥu Ġāyeti’l-iḫtiṣâr). Ebû Şücâ‘ el-İsfahânî’nin el-Muḫtaṣar’ına yazılmış önemli şerhlerdendir. Şirbînî’nin Şâfiî fıkhına dair diğer üç şerhinden sonra kaleme aldığı ve 972’de (1564) tamamladığı bu eserin de çeşitli baskıları yapılmıştır (Kahire 1284, 1293, 1307, 1929, 1940, 1951, 1972; Halep 1991; nşr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Beyrut 1994; nşr. Ali Abdülhamîd Ebü’l-Hayr – Muhammed Vehbî Süleyman, Beyrut 1996). Önceleri el-Câmiu’l-Ezher’de ve 1950’li yıllarda Ezher Lisesi’nde okutulan ders kitaplarındandı (Ali Paşa Mübârek, IV, 64; el-Ezher, s. 293, 298). Eserin Ahmed b. Ahmed el-Kalyûbî, Ebü’l-Feyz Abdurrahman b. Yûsuf el-Üchûrî, İsmâil b. Abdurrahman el-Bilbîsî, Ahmed b. Ahmed es-Sücâî, Ezher şeyhi İbrâhim b. Muhammed el-Birmâvî (Bulak 1287, 1296), Abdullah b. Muhammed en-Neberâvî (Bulak 1289), Hasan b. Ali el-Medâbigī ve Süleyman el-Büceyrimî tarafından yazılan hâşiyeleri arasında en çok tanınanı Büceyrimî’nin Tuḥfetü’l-ḥabîb’i ile (Bulak 1284; Kahire 1310, 1951; Beyrut 1978, 1996, 2000) Medâbigī’nin Kifâyetü’l-lebîb’idir (Bulak 1291; Kahire 1283, 1307, 1326).

3. Şerḥu’t-Tenbîh. Müellifin ilk eseri olup Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’i üzerine kaleme alınmış en çok tutulan üç şerhten biridir. en-Necmü’s̱-s̱âḳıb şerḥu Tenbîhi Ebî İsḥâḳ adını taşıyan bir nüshası Cambridge Üniversitesi Trinity College Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (, I, 670).

4. Şerḥu’l-Behceti’l-Verdiyye. Zeynüddin İbnü’l-Verdî’nin el-Ḥâvi’ṣ-ṣaġīr’e yazdığı nazmın şerhidir. Eserin adı Ezher Kütüphanesi katalogunda el-Mevâhibü’s-seniyye fî şerḥi’l-Behceti’l-Verdiyye şeklinde kaydedilmekte, Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye katalogunda ise bu isim Şemseddin er-Remlî’nin aynı eser üzerine yazdığı şerhe nisbet edilmektedir (Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-mektebeti’l-Ezheriyye, II, 622; el-Fihrisü’ş-şâmil, X, 747).

5. Menâsikü’l-ḥac. Şirbînî hac ve umre konusunda sırasıyla büyük, orta ve küçük olmak üzere üç müstakil risâle kaleme almıştır. Bunlardan el-Menâsikü’l-kübrâ üzerine (954 tarihli müellif nüshası: Ezher Ktp., nr. 39955 [2404]) Ebû Bekir b. Sâlim b. Ahmed Şeyhân el-Alevî (Muhibbî, I, 83) ve Muhammed b. Süleyman b. Hasebullah el-Mekkî (Bulak 1293; Kahire 1311), el-Menâsikü’ṣ-ṣuġrâ üzerine de (nşr. Mâcid Hamîd Hırz Muhammedî, Beyrut 2006) Muhammed b. Ömer en-Nevevî (Fetḥu’l-mücîb fî şerḥi Muḫtaṣari’l-Ḫaṭîb, Bulak 1276, 1292; Kahire 1297, 1298, 1306; Mekke 1316; Şerḥu’ş-Şeyḫ Muḥammed Nûrî ʿalâ Eḥassi Menâsiki’l-ḥac, Kahire 1327) tarafından hâşiyeler yazılmıştır.

6. el-Bedrü’ṭ-ṭâliʿ fî ḥalli elfâẓi Cemʿi’l-cevâmiʿ. Kaynaklarda söz edilmemekle birlikte Melik Suûd Üniversitesi Kütüphanesi’nde (nr. 1893/1) yazma nüshası bulunan eserin Hatîb eş-Şirbînî’ye ait olduğu anlaşılmaktadır (Fihrisü maḫṭûṭâti Câmiʿati’l-Melik es-Suʿûd, VI, 9).

7. Fetâva’r-Remlî. Şehâbeddin er-Remlî’nin derslerinde özellikle az karşılaşılan meseleler hakkındaki fetvaları kaydetmesiyle tanınan Şirbînî eserini bu fetvalardan derlemiştir (Şa‘rânî, eṭ-Ṭabaḳātü’ṣ-ṣuġrâ, s. 67, 111; Gazzî, II, 119; III, 195; Hidîviyye Ktp., nr. 1709; yazma nüshaları için ayrıca bk. Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye, II, 523, 560). Bazı çağdaş yazarlar, Nûreddin Ali et-Tantedâî tarafından Şirbînî’nin fetvalarının derlendiğini kaydetseler de (Menâsikü’l-ḥac, neşredenin girişi, s. 48), bu hata Gazzî’nin ifadesinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmıştır.

B) Tefsir. 1. es-Sirâcü’l-münîr fi’l-iʿâne ʿalâ maʿrifeti baʿżı meʿânî kelâmi rabbine’l-ḥakîmi’l-ḫabîr. Daha önce yazılmış dirâyet ve rivayet tefsirlerine dayanarak eserini kaleme alan Şirbînî yalnızca mütevâtir kıraatlere, sahih ve hasen hadislere, ihtilâflı konularda tercih edilen görüşlere ve âyetlerin anlaşılması için gerekli olduğu ölçüde Arap dili kurallarına yer verdiğini, bazı incelik ve nüktelere işaret etmekle birlikte gereksiz ayrıntılara girmeden orta boy bir tefsir yazdığını ifade eder (es-Sirâcü’l-münîr, I, 21-22; VIII, 480-481). Ehl-i sünnet âlimlerince kaleme alınmış önemli dirâyet tefsirleri arasında sayılmakla birlikte rivayet ve kıssalara da sıkça yer verilen eserde sûre ve âyetler arasındaki anlam ilişkileri üzerinde çok durulur. Şirbînî, fakih olmasına rağmen ahkâm âyetlerinde konuyla ilgili fıkhî hükümlere ya hiç yer vermez ya da görüşleri özetle nakleder. Zaman zaman kaydettiği İsrâiliyat türü haberleri nübüvvet makamına uygun düşmeyecek bilgiler içermediği sürece genellikle eleştirmeden aktarır. Büyük ölçüde Fahreddin er-Râzî’yi esas almakla birlikte Begavî, Zemahşerî ve Beyzâvî’nin tefsirlerine de sıkça başvuran Şirbînî bu müfessirlere bazı tenkitler yöneltir. Özellikle Zemahşerî ve Beyzâvî’yi sûrelerle ilgili olarak naklettikleri fazilete dair hadisler sebebiyle eleştirir; dokuzu hariç (Bakara, Nahl, Kehf, Secde, Duhân, Vâkıa, Zilzâl, Tekâsür ve Nâs) sûreler hakkındaki bütün bu rivayetlerin uydurma olduğunu söyler. XIX. yüzyılda el-Câmiu’l-Ezher’de tefsir derslerinde okutulan eser Ahmed İzzû İnâye ed-Dımaşkī (Beyrut 2004) ve İbrâhim Şemseddin (Beyrut 2004) tarafından neşredilmiş, ihtiva ettiği İsrâiliyat haberleri konusunda Muhammed et-Tantâvî Cibrîl bir doktora tezi hazırlamıştır (ed-Daḫîl fî tefsîri’s-Sirâci’l-münîr li’l-Ḫaṭîb eş-Şirbînî min evveli sûreti Sebeʾ ilâ âḫiri sûreti’n-Nâs, 1405/1995, el-Câmiatü’l-Ezher).

2. Muḳaddime fi’l-kelâm ʿale’l-besmele ve’l-ḥamdele (nşr. Menâl Selâhaddin Azîz, Âfâḳu’s̱-s̱eḳāfe ve’t-türâs̱, LX [Muharrem 1429 / Ocak 2008], s. 171-196).

C) Arap Dili ve Edebiyatı. 1. Nûrü’s-seciyye fî ḥalli elfâẓi’l-Âcurrûmiyye. İbn Âcurrûm’un nahve dair eserinin şerhidir. Abdullah b. Abdülazîz b. Süleyman et-Tarîkī’nin üzerinde yüksek lisans tezi hazırladığı (1415/1994, el-Câmiatü’l-İslâmiyye [Medine]), Seyyid b. Şeltût eş-Şâfiî tarafından neşredilen eseri (Cidde 1429/2008), M. G. Carter İngilizce’ye tercüme etmiştir (Arab Linguistics: an Introductory Classical Text with Translation and Notes, Amsterdam 1981).

2. el-Fetḥu’r-rabbânî fî ḥalli elfâẓi Taṣrîfi ʿİzziddîn ez-Zencânî (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 5241 H). Muhammed b. Ahmed el-Bedevî eser hakkında bir hâşiye yazmıştır.

3. Muġīs̱ü’n-nidâ ilâ şerḥi Ḳaṭri’n-nedâ (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 1719; aynı nüshanın mikrofilmi, Merkezü Cüma’l-Mâcid [Dübey], nr. 1979). Abdülazîz b. Abdurrahman el-Haslân (Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye [Riyad]) ve Nâsır b. Muhammed b. Mansûr el-Cemîlî (el-Câmiatü’l-İslâmiyye [Medine]) tarafından yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlanmıştır.

4. Şerḥu şevâhidi’l-Ḳaṭr. Ḳaṭrü’n-nedâ’da yer alan örnek beyitlerin şerhidir (Kahire 1280, 1288, 1298, 1306, 1311, 1327).

5. Taḳrîrâtü’ş-Şirbînî ʿale’l-Muṭavvel. Teftâzânî’nin el-Muṭavvel’i üzerine yazılmış bir hâşiyedir (Bulak 1293).

6. Fetḥu’l-ḫâliḳi’l-mâlik fî ḥalli elfâẓi Elfiyeti İbn Mâlik (İÜ Ktp., nr. 754; Ezher Ktp., nr. 734 [91]).

Kaynaklarda Şirbînî’ye nisbet edilen diğer eserler de şunlardır: Şerḥu Minhâci’d-dîn (Ebû Abdullah el-Halîmî’nin el-Minhâc fî şuʿabi’l-îmân’ı üzerine), el-Muḳaddime fî uṣûli’d-dîn, Feraḥu’l-meyyit bi-men yezûruhû, el-Mevâʾiẓu’ş-şâfiye ʿale’l-menâbiri’l-ʿâliyye. Ezher Kütüphanesi katalogunda (nr. 40823 [2469]) Şirbînî’ye izâfe edilen Teẕkiretü’l-ʿâbid şerḥu Muḳaddimeti’z-Zâhid’den (Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed ez-Zâhid’in Sittûn mesʾele fi’l-fıḳh diye de bilinen eseri üzerine) kaynaklarda söz edilmez. Aynı eserin İskenderiye Belediye Kütüphanesi’ndeki nüshası ise İbn Abdüsselâm el-Menûfî’ye nisbet edilir (Ahmed Ebû Ali – Emîn el-Vatanî, II, 11-12; krş. Habeşî, s. 1808). Abdullah b. Hicâzî eş-Şerkāvî’ye ait Fetḥu’l-mübdî Muḫtaṣari’z-Zebîdî, Şerḥu’l-Ḥikemi’l-ʿAṭâʾiyye (Sevâṭıʿu’l-ḥikem) ve Rebîʿu’l-fevâʾid (fuʾâd) gibi eserler de bazı kaynaklarda Hatîb eş-Şirbînî’ye izâfe edilmektedir (, II, 441; Fihrisü’l-Ḫizâneti’t-Teymûriyye, III, 160; krş., a.e., II, 223; Serkis, s. 1116, 1117). Şirbînî’nin özellikle dilciliği ve müfessirliği üzerine çok sayıda tez çalışması yapılmıştır.


BİBLİYOGRAFYA

Hatîb eş-Şirbînî, Menâsikü’l-ḥac ʿalâ meẕhebi’ş-Şâfiʿî (nşr. Mâcid Hâmid Hırz el-Muhammedî), Beyrut 1427/2006, s. 129, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 46-47, 48-49.

a.mlf., Muġni’l-muḥtâc ilâ maʿrifeti meʿânî elfâẓi’l-Minhâc (nşr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1427/2006, I, 25; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 9-11.

a.mlf., es-Sirâcü’l-münîr (nşr. Ahmed İzzû İnâye ed-Dımaşkī), Beyrut 1425/2004, I, 21-22; VIII, 480-481.

, III, 418, 499.

Şa‘rânî, eṭ-Ṭabaḳātü’ṣ-ṣuġrâ (nşr. Abdülkādir Ahmed Atâ), Kahire 1410/1990, s. 67, 111, 112-115.

a.mlf., Tenbîhü’l-muġterrîn, Kahire 1310, s. 5.

, IV, 129.

, I, 199; II, 119; III, 79, 195.

, I, 492; II, 1139, 1871, 1875.

, VIII, 384-385.

, I, 83; II, 210, 378, 405.

İbnü’l-Gazzî, Dîvânü’l-İslâm (nşr. Seyyid Kesrevî Hasan), Beyrut 1411/1990, III, 161.

Büceyrîmî, Tuḥfetü’l-ḥabîb ʿalâ şerḥi’l-Ḫaṭîb, Beyrut 1398/1978, I, 11, 13-14.

, III, 438.

Abdülhamîd eş-Şirvânî, Ḥavâşî ʿalâ Tuḥfeti’l-muḥtâc bi-şerḥi’l-Minhâc, Kahire, ts. (Dârü’l-fikr), I, 3.

, III, 249, 257.

Ali Paşa Mübârek, el-Ḫıṭaṭü’t-Tevfîḳıyye, Kahire 1422/2001, IV, 64; V, 226; VI, 39; XII, 334, 335-337, 338; XIII, 128, 143.

Ahmed Ebû Ali – Emîn el-Vatanî, Fihrisü’l-Mektebeti’l-Belediyye, İskenderiye 1345/1926, Fihrisü fıkhi’l-İmâm eş-Şâfiî: II, 11-12.

, s. 1108-1109, 1116-1117.

Alevî b. Ahmed es-Sekkāf, el-Fevâʾidü’l-Mekkiyye (Mecmûʿatü sebʿati kütübin müfîde içinde), Kahire 1358/1940, s. 37, 41.

, II, 416-417; , I, 670, 677; II, 333, 441.

Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye, [baskı yeri ve tarihi yok] (Matbaatü’l-Ezher), II, 425, 431-445, 461-462, 474, 488, 497, 503, 518, 519, 521, 523, 560, 576-577, 600-602, 613, 622; IV, 284; VII, 83-84, 87, 92, 95, 112.

Tevfîk et-Tavîl, et-Taṣavvuf fî Mıṣr, Kahire 1365/1946, s. 172, 177, 179, 184.

Fihrisü’l-Ḫizâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1366-69/1947-50, II, 223; III, 160.

Ahmed Meykarî Şümeyle el-Ehdel, Süllemü’l-müteʿallimi’l-muḥtâc ilâ maʿrifeti rumûzi’l-Minhâc (nşr. İsmâil Osman Zeyn, Nevevî, Minhâcü’ṭ-ṭâlibîn ve ʿumdetü’l-müftîn [nşr. M. Ziyâd M. Tâhir Şa‘bân] içinde), Cidde 2005, s. 628-629, 653.

, II, 923.

el-Ezher: târîḫuh ve teṭâvvürüh, Kahire 1403/1983, s. 239, 284, 293, 298.

Fihrisü maḫṭûṭâti Câmiʿati’l-Melik es-Suʿûd: el-Fıḳhü’l-İslâmî ve uṣûlüh, Riyad 1984, VI, 9.

M. Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn, Kahire 1405/1985, I, 320-336.

M. İbrâhim Ahmed Ali, Hanefî ve Şâfiîlerde Mezhep Kavramı (trc. Faruk Beşer), İstanbul 1989, s. 135-136.

M. Abdülazîm ez-Zürkānî, Menâhilü’l-ʿirfân, Beyrut 1996, II, 48, 50.

el-Fihrisü’ş-şâmil: el-Fıḳh ve uṣûlüh (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1424/2003, X, 747.

Ekrem Yûsuf Ömer el-Kavâsimî, el-Medḫal ilâ meẕhebi’l-İmâm eş-Şâfiʿî, Amman 1423/2003, s. 414-415.

Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiʿu’ş-şürûḥ ve’l-ḥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, s. 28, 248-249, 597, 663, 1265, 1386, 1808.

Muhsin Demirci, “el-Hatîb eş-Şirbînî ve Tefsiri”, , sy. 4 (1986), s. 389-399.

Bilal Aybakan, “Şâfiî Mezhebi”, , XXXVIII, 239-240.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 39. cildinde, 189-191 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER