RÂHATÜLERVAH - TDV İslâm Ansiklopedisi

RÂHATÜLERVAH

راحة الأرواح
RÂHATÜLERVAH
Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2007
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/rahatulervah
İSMAİL HAKKI ÖZKAN, "RÂHATÜLERVAH", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/rahatulervah (28.11.2024).
Kopyalama metni

Sözlükte “ruhları rahatlatan (makam)” anlamına gelen râhatü’l-ervâh Türk mûsikisinin en eski makamlarındandır. Daha çok dinî duyguların terennümünde kullanılan bu makam ırak perdesinde karar eden makamlar grubundandır. İnici bir seyir takip eden râhatülervah makamının dizisi, hicaz ailesini meydana getiren makamlardan zirgüleli hicaz hariç diğer hümâyun, hicaz ve uzzâl makamlarının dizilerine ırak perdesindeki segâh dörtlüsü veya ırak makamı dizisinin bir bölümünün eklenmesinden meydana gelmiştir.

Râhatülervah makamı dizileri

Râhatülervah makamının başlangıç seyrinde hâkim olan hicaz ailesi makamlarıdır. Bu sebeple makamın güçlüsü de yarım karar sırasında kullanılan hicaz çeşidine göre değişir. Bunlardan hümâyun veya hicaz kullanılıyorsa güçlü perdesi nevâ olacağından bu perdede hümâyun için bûselikli, hicaz için rastlı, eğer uzzâl kullanılıyorsa bu defa güçlü hüseynî perdesi olacağından bu perdede uşşaklı yarım karar yapılır. Bununla beraber makamın giriş seyrinde hicaz makamı çok kullanıldığı için nevâ perdesinde rastlı yarım karar daha çok tercih edilir.

Bu makam asma kararlar bakımından zengindir. Hicaz ailesi makamlarının asma kararları bu makamda da aynen kullanılır. Bunlar nîm-hicaz ve dik-kürdîde çeşnisiz, dügâhta hicazlı, rast perdesinde nikrizli asma kararlardır. Ayrıca nevâ ve hüseynî perdeleri de asma karar olarak kullanılabilir. Bu perdelerden hangisinde güçlü olarak yarım karar yapılmışsa diğer hicaz dizilerinin güçlü perdeleri bu defa üzerlerindeki çeşnilerle asma karar perdesi olarak yer alır. Esasen hicaz ailesi makamları sık sık birbirine geçme özelliği taşır ve birinin güçlüsü diğerleri için asma karar perdesi olur. Yerindeki hicaz çeşnisiyle ırak perdesine kadar düşülürse bu perdede hüzzam çeşnili, hüseynî-aşirana düşülürse uşşaklı, yegâha düşülürse rastlı asma kararlar yapılabilir. Böylece hüseynî-aşiranda karcığar, yegâhta sûzinak dizileri oluşur. Fakat tam karara gidilirken dik-kürdî perdesinin atılıp mutlaka segâh perdesinin kazanılmasını da burada hatırlatmak gerekir.


Nota yazımında donanımına hicaz makamı gibi si için bakiye bemolü, fa ve do için bakiye diyezinin yazıldığı makamda gerekli değişiklikler eser içinde gösterilir. Portenin birinci çizgisindeki bakiye diyezli “mi”yi (acem-aşiran) yeden olarak kullanan râhatülervah makamının dizisini meydana getiren perdeler pestten tize doğru ırak, rast, dügâh, segâh veya dik-kürdî, çârgâh yahut nîm-hicaz, nevâ, hüseynî, eviç veya acem, gerdâniye ve muhayyerdir. Râhatülervah kendi dizisi çok çeşnili ve geniş bir seyir alanına sahip olduğundan ayrıca genişletilmemiştir; ancak gerektiği takdirde tiz taraftan hicaz ailesi gibi bir iki seslik bir genişleme yapılabilir.

Makamın seyrine zirgüleli hicaz hariç hicaz ailesinin diğer makamlarından biriyle başlanır. Bu ailenin üç makamında karışık olarak gezinilip yarım karar sırasında kullanılan hicaz türüne göre nevâ veya hüseynî perdelerinde üzerlerinde bulunan çeşniyle yarım karar yapılır. Bu seyir sırasında gerekli yerlerde gereken asma kararlar gösterilir. Yine karışık gezinildikten sonra nihayet ırak dizisi veya ıraktaki segâh çeşnisine geçilip ırak perdesinde segâh çeşnisiyle tam karar yapılır.

Vardakosta Ahmed Ağa’nın darbeyn usulündeki peşreviyle aksak semâi usulündeki saz semâisi, Buhûrîzâde Mustafa Itrî Efendi’nin zencir usulünde, “Unutturur gamı ol kâmrânı söyletsek” mısraıyla başlayan bestesi, Tab‘î Mustafa Efendi’nin, “Hat geldi ruh-i dilbere nevbet bize düştü” mısraıyla başlayan yürük semâisi ve Ahmed Hüsâmeddin Dede’nin Mevlevî âyini bu makamın örnekleri arasındadır.


BİBLİYOGRAFYA

Seydî, el-Matla‘, TSMK, III. Ahmed, nr. 3459, vr. 14a, 33a.

Abdülbâki Nâsır Dede, Tedkîk ü Tahkîk (nşr. Yalçın Tura), İstanbul 2006, s. 61.

Hâşim Bey, Mûsikî Mecmuası, İstanbul 1280, s. 39-40.

Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1933-40, I, 169-170; IV, 251.

Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsıkîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 189-190.

İsmail Hakkı Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velveleleri, İstanbul 2006, s. 497-500.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 34. cildinde, 411-412 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER