NU‘MÂN b. BEŞÎR - TDV İslâm Ansiklopedisi

NU‘MÂN b. BEŞÎR

النعمان بن بشير
NU‘MÂN b. BEŞÎR
Müellif: İBRAHİM HATİBOĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2007
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/numan-b-besir
İBRAHİM HATİBOĞLU, "NU‘MÂN b. BEŞÎR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/numan-b-besir (28.11.2024).
Kopyalama metni

Hicretten on dört ay sonra (Rebîülâhir 2 / Ekim 623) dünyaya geldi. Iraklılar, onun Resûl-i Ekrem’den epeyce hadisi bizzat duyduğunu belirtmesine bakarak daha önce doğmuş olabileceğini ileri sürmüş, Buhârî de hicret yılında dünyaya geldiğini belirtmiştir. Resûl-i Ekrem’e biat eden kadınlardan olan annesi Amre bint Revâha, Nu‘mân’ı Hz. Peygamber’in yanına götürerek tahnîk yaptırdı ve ona dua etmesini istedi. Nu‘mân İslâmiyet’in ilk yıllarında müslüman olan bir aile ortamında büyüdü. Resûlullah’ın kumandanlarından olan babası Beşîr Bedir, Uhud ve Hendek başta olmak üzere bütün gazvelerde bulundu. Resûl-i Ekrem’in vefatından sonra Medineliler ensardan birinin halife olmasını istediği halde o Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesini savundu ve ona biat etti. Kaynaklarda kendisinden rivayette bulunan Muhammed, Humeyd, Beşîr, Abdüsselâm, Hakem, Yezîd adlı oğulları ile her ikisi de şair olan Hamîde ve Amre adlı kızlarının adı geçmektedir (Kehhâle, I, 298-302; III, 360-361). İbn Şihâb ez-Zührî’nin hocalarından olan oğlu Muhammed ile Ebân b. Beşîr ve Hakem b. Abdüsselâm adlı torunları da muhaddistir.

Nu‘mân b. Beşîr, yaşının küçüklüğü sebebiyle âlimlerin çoğunluğuna göre Hz. Peygamber’den çok az hadis dinlemiş, bu sebeple hadisleri naklederken, “Helâl bellidir, haram da bellidir” hadisi dışında (İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, X, 448) semâa delâlet eden lafızlar yerine “Allah resulü buyurdu ki” ifadesini kullanmış (İbn Asâkir, LXII, 119), rivayet ettiği 124 hadisin çoğunu dayısı Abdullah b. Revâha, Hz. Ömer ve Hz. Âişe’den öğrenmiştir. Bu hadislerden beşi Ṣaḥîḥayn’da, biri sadece Ṣaḥîḥ-i Buḫârî’de, dördü sadece Ṣaḥîḥ-i Müslim’de yer almıştır. Ayrıca Hâkim en-Nîsâbûrî, onunla ilgili olayların anlatıldığı rivayetlere ve kıyametten önceki fitnelerden bahseden bir hadisine yer vermiştir (el-Müstedrek, III, 610-611). Kendisinden hadis rivayet eden pek çok tâbiî arasında Şa‘bî, Simâk b. Harb, Ebû Kılâbe el-Cermî, Ebû İshak es-Sebîî, Urve b. Zübeyr, İbn Âmir gibi âlimler bulunmaktadır.

Halife Muâviye’nin kumandanlarından olan Nu‘mân b. Beşîr, Suriye ve el-Cezîre valiliğine, daha sonra da Kûfe valiliğine tayin edildi. Ancak Hz. Hüseyin yanlısı olduğu gerekçesiyle dokuz ay sonra Yezîd tarafından görevinden alındı. Buhârî onun Kûfe valiliğinin yedi ay devam ettiğini belirtir. Muâviye’nin Nu‘mân’ı Kûfe valiliğinden Humus valiliğine naklettiği de kaydedilmektedir (İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, X, 448). Nu‘man, Kûfe valiliğinden azledildikten sonra oğlu Muhammed ile birlikte Dımaşk’a yerleşti; Ebü’d-Derdâ ve Fedâle b. Ubeyd’in ardından Dımaşk kadılığı görevine getirildi. Yezîd b. Muâviye ve Yezîd’in yerine geçen oğlu Muâviye döneminde de Dımaşk’ta yaşadı. Daha sonra Abdullah b. Zübeyr’in yanına geçti. İbnü’z-Zübeyr kendisini Humus valisi olarak görevlendirince halkı İbnü’z-Zübeyr’i desteklemeye davet etti. Mervân b. Hakem’in halife olması ve taraftarlarının Dahhâk b. Kays’ı Mercirâhit’te şehid etmesinin ardından Humus halkı ona isyan etti. Nu‘mân, Humus’tan kaçmaya çalışırken 64 yılı Zilhicce ayının ortalarında (Ağustos 684 başları) Humus’un köylerinden Bîrîn’de katledildi. Onun 65 (684) yılının ilk ayında öldürüldüğünü söyleyenler de vardır. Endülüs’teki Benî Abdüsselâm’ın Nu‘man’ın neslinden geldiği anlaşılmaktadır (, I, 129).

Yezîd’in nedimi olan Emevî devri hıristiyan Arap şairlerinden Ahtal, Ehl-i beyt’i ve ensarı yeren şiirler söylemeye başlayınca Nu‘mân b. Beşîr onu Halife Muâviye’ye şikâyet etmiş, bunun üzerine halife Ahtal’ın dilini kesmek istemiş, ancak Yezîd araya girerek onu kurtarmıştır (, II, 183). Nu‘mân b. Beşîr, Halep’le Humus arasında bulunan Maarre’den geçerken bir oğlu burada vefat edip defnedilmiş, daha sonra bu yer Maarretünnu‘mân diye anılmıştır (Yâkūt, V, 156).

Hz. Peygamber’in şairlerinden olan dayısı Abdullah b. Revâha ile annesi Amre bint Revâha’nın şiir söyleme kabiliyeti Nu‘mân b. Beşîr’e ve çocuklarına da intikal etmiş, Nu‘mân’ın şiirleri bir divan hacmine ulaşmıştır. Hâlid b. Külsûm (II./VIII. yüzyıl) bu şiirleri Mecmûʿu şiʿri’n-Nuʿmân adıyla bir araya getirmiştir (Sezgin, II, 354). Şiirler, Fritz Krenkow tarafından Şiʿrü’n-Nuʿmân b. Beşîr el-Enṣârî ve Bekir b. ʿAbdi’l-ʿazîz b. Ebî Dülef el-ʿİclî (Delhi 1337), Yahyâ el-Cübûrî tarafından Şiʿru Nuʿmân b. Beşîr el-Enṣârî (Bağdat 1388/1968; Küveyt 1406/1985) adıyla yayımlanmıştır. Çok iyi bir hatip olduğu belirtilen Nu‘mân’ın vahşice katledilmesi ve başının ailesine gönderilmesi üzerine kızları Amre ve Hamîde’nin söylediği mersiyeler tabakat kitaplarında yer almıştır.


BİBLİYOGRAFYA

, VI, 53-55.

, VIII, 75.

, VIII, 444.

İbn Kāni‘, Muʿcemü’ṣ-ṣaḥâbe (nşr. Ebû Abdurrahman Salâh b. Sâlim el-Musarrâtî), Medine 1418/1997, III, 143-144.

İbn Hibbân, Meşâhîru ʿulemâʾi’l-emṣâr (nşr. Merzûk Ali İbrâhim), Beyrut 1408/1987, s. 87.

a.mlf., , I, 148; III, 409-410; VIII, 151.

Rabaî, Târîḫu mevlidi’l-ʿulemâʾ ve vefeyâtihim (nşr. Abdullah Ahmed b. Süleyman el-Hamed), Riyad 1410, I, 90.

, III, 610-611.

, s. 363-365.

, III, 550-555.

Bâcî, et-Taʿdîl ve’t-tecrîḥ li-men ḫarrece lehü’l-Buḫârî fi’l-Câmiʿi’ṣ-ṣaḥîḥ (nşr. Ebû Lübâbe Hüseyin), Riyad 1406/1986, II, 775.

, LXII, 111-128.

, I, 526; V, 156.

, V, 326-329.

, XXIX, 411-416.

, s. 500.

a.mlf., , III, 559.

a.mlf., , IX, 492; X, 447-449.

, II, 354-355.

, I, 298-302; III, 360-361.

Muhammed ez-Zühaylî, Merciʿu’l-ʿulûmi’l-İslâmiyye, Dımaşk, ts. (Dârü’l-ma‘rife), s. 59.

Yahyâ el-Cübûrî, Şiʿru Nuʿmân b. Beşîr el-Enṣârî, Küveyt 1406/1985.

Abdüssettâr eş-Şeyh, Aʿlâmü’l-ḥuffâẓ ve’l-muḥaddis̱în, Dımaşk-Beyrut 1417/1997, II, 352-366.

Sargon Erdem – Hulusi Kılıç, “Abdullah b. Revâha”, , I, 129.

Azmi Yüksel, “Ahtal”, a.e., II, 183.

Mustafa Fayda, “Amre bint Revâha”, a.e., III, 96.

K. V. Zetterstéen, “al-Nuʿmān b. Bas̲h̲īr”, , VIII, 118-119.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 33. cildinde, 233-234 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER