NEPAL - TDV İslâm Ansiklopedisi

NEPAL

Bölümler İçin Önizleme
  • 1/2Müellif: MERAL AVCIBölüme Git
    Batı, güney ve doğudan Hindistan, kuzeyden 1690 kilometrelik bir sınırla Çin tarafından kuşatılmıştır. İki meclisli krallık sistemiyle yönetilen ülken...
  • 2/2Müellif: AZMİ ÖZCANBölüme Git
    Tarih. Nepal tarihine dair ilk bilgiler Lichavi hânedanı dönemine aittir. II. yüzyıldan sonra Kuzey Hindistan’dan gelerek ülkeyi istilâ eden Lichavi t...
1/2
Müellif: MERAL AVCI
NEPAL
Müellif: MERAL AVCI
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2006
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/nepal#1
MERAL AVCI, "NEPAL", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/nepal#1 (28.11.2024).
Kopyalama metni

Batı, güney ve doğudan Hindistan, kuzeyden 1690 kilometrelik bir sınırla Çin tarafından kuşatılmıştır. İki meclisli krallık sistemiyle yönetilen ülkenin resmî adı Nepal Krallığı (Nepal Adhirajyan), yüzölçümü 147.181 km2, nüfusu 23.593.000 (2001), başşehri Katmandu (671.846), diğer önemli şehirleri Biratnagar (166.674), Patan (Lalitpur, 162.991), Pokhara (156.312) ve Birgunj’dur (112.484).

Nepal arazisi, küçüklüğüne karşılık fizikî coğrafya özellikleri bakımından çok çeşitlilik gösterir. Ülke başlıca üç coğrafî bölgeye ayrılabilir. Güneydeki Terai adıyla bilinen ovalık bölgede tarımsal faaliyetler hâkimdir ve aynı zamanda nüfus çok yoğundur. Bu bölgenin kuzeyindeki Pahar denilen tepelik bölgede yükseltiler 600-3000 m. arasında değişir. Burada yer alan Katmandu vadisi ülkenin en verimli, buna karşılık en fazla şehirleşmiş alanıdır. Sınırlı ekonomik potansiyeline rağmen, tarihî dönemlerde Tibet ve Hindistan’dan gelen göçler sebebiyle çok yoğun nüfus alan bu bölge her zaman Nepal’in siyasal ve kültürel merkezini teşkil etmiştir. Eğimin fazlalığından dolayı yamaçlarda tarım yapabilmek için taraçalar oluşturulmuştur.

Ülkenin kuzeyinde uzanan dağlık Parpat bölgesinde, aralarında yükseltileri 6000 metreyi geçen 200’den fazla zirvenin bulunduğu Himalaya (Sanskritçe “kar evi”) sıradağları yer alır; 8848 m. yüksekliğindeki dünyanın en yüksek zirvesi Everest de (Nepalce Sagarmatha “evrenin anası”) bu alandadır. Tektonik bakımdan aktif olan Himalayalar’da bazıları yıkıcı depremler meydana gelir. Kuzey Hindistan’da Ganj nehriyle birleşen Kosi, Narayani ve Karnali ülkenin belli başlı akarsularıdır. Terai bölgesinde tropikal ve subtropikal muson iklimi görülürken Himalaya dağlarının 5000 metreyi geçen yüksek kesimlerinde tundra iklimi hâkimdir. Nepal’de ortalama yağış miktarı 1600 milimetredir ve yağışların % 80’i haziran-eylül arasında yaz musonları ile gelir. Terai bölgesindeki nemli tropikal iklime ait muson ormanları, daha kuzeydeki Pahar’da yerlerini kışın yaprağını döken ve kozalaklı ağaçlardan oluşan orman topluluklarına bırakır. Ülkede yetişen ağaçlar arasında Hint gül ağacı gibi kerestesi değerli ağaçlar yaygındır. 1950-1980 yılları arasında yarı yarıya azalan orman varlığı aşırı otlatma, yeni tarım alanlarının açılması ve yakacak olarak kullanma gibi sebeplerle günümüzde % 30’un altına inmiştir.

Nepal dünyanın en az şehirleşmiş ülkeleri arasında yer alır ve şehirlerde yaşayan nüfus toplam nüfusun % 10’undan azdır; büyük yerleşmelerin çoğu Terai bölgesinde bulunur. Millî dil Sanskritçe ile Hintçe’ye benzeyen Nepalce’dir; nüfusun yaklaşık % 58’i bu dili, geri kalanı sayıları çok fazla olan mahallî dilleri konuşur. Millî din ise Hinduizm’dir; nüfusun % 89,5’i Hindu, % 5,3’ü Budist, % 2,7’si müslüman ve % 2,5’i de diğer dinlere mensuptur.

Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Nepal’in ekonomisinde nüfusun % 90’ının geçimini sağladığı tarımsal faaliyetler hâkimdir. Fakat toplam arazinin ancak akarsu havzalarının alçak kesimlerine sıkışmış olan % 20 kadarı ekilebilir durumdadır. En önemli ürün pirinçtir ve yeni tekniklerle üretiminin arttırılmasına çalışılmaktadır. Önem sırasına göre mısır, buğday, darı ve arpadan başka tütün, şeker kamışı, patates ve yağlı tohumluların ekildiği ülkede Himalaya dağlarının yamaçlarından toplanan tıbbî bitkiler de ekonomik değer taşır. Belli başlı sanayi ürünleri şeker, sigara, bira, kibrit, ayakkabı, çeşitli kimyasallar, çimento ve tuğladır; son yıllarda giyim eşyası ve halı üretimi de artmıştır. Nepal’de bugün turizm faaliyetleri önemli bir kazanç kaynağı olmuş durumdadır. Everest tepesi ve diğer dağlık alanlar dağcılık, yürüyüş ve rafting gibi çeşitli aktiviteler için önemlidir; Katmandu Havaalanı’nın açılması bu çekiciliğin artmasında önemli rol oynamıştır.


BİBLİYOGRAFYA

P. P. Karan – W. M. Jenkins, Nepal: A Cultural and Physical Geography, Lexington 1960.

A. M. Savada, Nepal: Country Studies, Washington 1991.

K. R. Rajbhandari – S. Bhattarai, Beautiful Orchids of Nepal, Kathmandu 2001.

Medicinal Plants of Nepal, Kathmandu 2001.

Nepal Biodiversity Strategy, Kathmandu 2002.

N. P. Manandhar, Plants and People of Nepal, Portland 2002.

D. N. Zurick, “Adventure Travel and Sustainable Tourism in the Peripheral Economy of Nepal”, Annals of the Association of American Geographers, LXXXII/4, Washington 1992, s. 608-628.

S. Stevens, “Tourism and Deforestation in the Mt. Everest Region of Nepal”, Geographical Journal, CLXIX/3 (2003), s. 255-277 (www.blackwellpublishing.com).

Meral Avcı, “Ormangülleri (Rhododendron L.) ve Türkiye’deki Doğal Yayılışları”, Coğrafya Dergisi, sy. 12, İstanbul 2004, s. 15.

S. R. Kansakar v.dğr., “Spatial Pattern in the Precipitation Regime of Nepal”, International Journal of Climatology, XXIV/13, New York 2004, s. 1645-1659.

F. Jouanne v.dğr., “Current Shortening across the Himalayas of Nepal”, Geophysics Journal International, CLVII/1 (2004), (www. blackwellpublishing.com), s. 1-14.

A. Byers, “Contemporary Human Impacts on Alpine Ecosystems in the Sagarmatha (Mt. Everest) National Park, Khumbu, Nepal”, Annals of the Association of American Geographers, XCV/1, Washington 2005, s. 112-140.

M. Gaborieau, “Nepal”, , VIII, 5-6.

Maddenin bu bölümü TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 32. cildinde, 556-557 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
2/2
Müellif: AZMİ ÖZCAN
NEPAL
Müellif: AZMİ ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2006
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/nepal#2-tarih
AZMİ ÖZCAN, "NEPAL", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/nepal#2-tarih (28.11.2024).
Kopyalama metni

Tarih. Nepal tarihine dair ilk bilgiler Lichavi hânedanı dönemine aittir. II. yüzyıldan sonra Kuzey Hindistan’dan gelerek ülkeyi istilâ eden Lichavi toplulukları daha önce Budizm’in yaygın olduğu Nepal’e Hinduizm’i de taşıdılar. IX. yüzyılın sonlarında ülkenin hâkimiyeti Thakuri hânedanına, XII. yüzyıldan itibaren Malla hânedanına geçti. Nepal, Alâeddin Halacî zamanında (1296-1316) Delhi Sultanlığı’nın himayesine girdi. 752 (1351) yılında Bengal Sultanı Şemseddin İlyas Şah, Nepal’e bir sefer düzenleyip Katmandu’yu ele geçirdi ve zengin ganimetlerle geri döndü; ancak bir süre sonra Delhi Sultanı III. Fîrûz Şah Tuğluk’un hâkimiyetini kabul etmek zorunda kaldı. Nepal XV. yüzyılda Katmandu, Bhaktapur ve Patan adlı üç bağımsız krallığa bölündü. Bu durum, krallıklar arasında güç ve iktidar kavgalarına ve ülkenin daha küçük parçalara ayrılmasına yol açtı. Giderek Hint alt kıtasının nüfuz ve inanç etkisine giren Nepal, coğrafî ve kültürel yapısı itibariyle birçok küçük krallığın bulunduğu parçalanmış bir yapı arzederken Gurka hânedanından Pritvi Narayan 1742’de bütün ülkede hâkimiyeti ele geçirerek günümüze kadar devam eden Nepal Krallığı’nın temelini attı. Kral Pritvi Narayan ve halefleri krallığın topraklarını genişlettiler. Katmandu bu dönemde ülkenin başşehri oldu. Hindistan’da hüküm süren Bâbürlüler ve bölgeye yerleşmekte olan İngilizler Nepal Krallığı’nı tanıdılar. 1814-1816 yıllarındaki İngiliz-Nepal savaşının ardından yapılan Suguali Antlaşması ile nüfusun yoğunlaştığı Terai topraklarının büyük kısmı İngilizler’e geçti ve bu tarihten itibaren Nepal Krallığı varlığını İngiltere himayesinde devam ettirdi. 1846 yılında Jung Bahadur Rana adlı kumandan, bir ayaklanma ile bütün devlet adamı ve yöneticileri öldürerek Nepal Krallığı’nın idaresini ele geçirdi ve yüzyıl kadar devam edecek bir hânedan oluşturdu. Bahadur Rana, İngilizler’e karşı 1857’de Hindistan’da gerçekleşen ayaklanmada Nepal askerlerinin İngiliz ordusunda savaşmasına izin verdi. Nepal I. Dünya Savaşı’nın ardından tam bağımsızlığını ilân etti (1923).

Hindistan’da parlamenter sistemin kurulması (1947) Nepal’i etkiledi. Bu dönemde kurulan Nepal Kongre Partisi, Rana hânedanının devrilmesinde etkin rol oynadı (1951). Rana hânedanından Tribhuvan Bir Bikram, Hindistan’ın da desteğiyle 1959’da yönetimi tekrar ele geçirerek demokratik bir anayasa hazırlattı. Ancak çok geçmeden ülkenin henüz demokratik yönetime hazır olmadığı gerekçesiyle parlamentoyu feshedip siyasî partileri yasakladı. Güçlü komşuları arasında tarafsızlık politikası güderek bağımsızlığını korumaya çalışan Nepal, 1956’da Çin ile bir anlaşma imzalayarak Tibet üzerinde Çin hâkimiyetini kabul etti. 1961 anlaşmasıyla Nepal-Çin sınırları belirlendi. Hindistan’ın baskılarından kurtulmak amacıyla 1969 tarihli savunma anlaşması feshedildi. 1989’da Hindistan, Nepal sınırını kapatınca ülkede siyasî ve ekonomik sarsıntılar yaşandı. Haftalarca süren karışıklıklar sonucunda Kral Birenda, Kasım 1990’da yeni bir anayasa ilân etti ve siyasî faaliyetleri serbest bıraktı. 1991 seçimlerini kazanan Kongre Partisi’nin kurduğu hükümet kısa sürede dağıldı. Ülke 1999 seçimlerine kadar koalisyonla yönetildi. 1999 seçimlerinde de Kongre Partisi çoğunluğu elde etti. Haziran 2001’de Kral Birenda ve ailenin birçok üyesi Veliaht Dipendra tarafından evliliğine izin vermedikleri gerekçesiyle öldürüldü. Ardından tahta Kral Birenda’nın kardeşi Gyanendra geçti. Bu arada Maocu komünist gerillalar ülkenin bazı bölgelerinde kontrolü ele geçirdiler. Ocak 2003’te gerillalarla anlaşmaya varıldıysa da çatışmalar devam etti. Bu ortamda zamanında yapılamayan seçimler yüzünden krala karşı halkın tepkisi arttı. Siyasî çalkantılar dinmek bilmeyince kral 2005 yılı başında yönetimi doğrudan eline alarak ülkede olağan üstü hal ilân etti. Siyasî kadroların pek çoğu yolsuzluk gerekçesiyle hapse atıldı, bazıları idam edildi. 2006 yılında isyanlar etkisini gösterdi ve Kral Gyanendra parlamentonun yeniden toplanmasını ve geniş tabanlı bir hükümet kurulmasını kabul etti.

Ḥudûdü’l-ʿâlem’den müslümanların VIII. yüzyıldan itibaren Nepal hakkında bilgi sahibi oldukları anlaşılmaktadır. Bîrûnî, Nepal’in yerini Katmandu vadisi civarı olarak belirlemiştir. XV. yüzyıl sonlarında ilk olarak müslüman tüccarlar Katmandu’ya geldi, onların ardından sûfîler gelip bölgeye yerleşti. XVI. yüzyıldan itibaren Katolik misyonerler Tibet ve Nepal’de merkezler açtılar. Aynı yüzyılda Bâbürlüler’in Nepal’in bazı bölgelerini topraklarına dahil etmesi müslüman göçlerine zemin hazırladı. Nepal idarecileri günlük hayat tarzı ve kılık kıyafetlerinde Bâbürlüler’in etkisine girdi.

Nepal Krallığı, Hindu inancına dayalı bir gelenek inşa ederek halkın başka dinlere geçmesinin önüne sert yasaklar getirdi. Müslümanlar kast sistemi çerçevesinde mânevî açıdan temiz kabul edilmeyerek içtimaî ve siyasî hayattan dışlandılar. Modern Nepal Krallığı’nda bu ayırımcılık resmen kaldırılmış olmakla birlikte fiilen devam etmektedir. Günümüzde müslümanların çoğunluğu Terai bölgesinde yaşamaktadır. Hindu kültürünün yoğun baskısı altında bulunan müslümanlar arasında da Hindu kast yapısını andıran bir sosyal yapılaşma söz konusudur. Eşraf, Seyyid, Bâbürlü, Patan, Takirai (ihtida etmiş Hindular) gibi sosyal tabakalara bölünen müslümanların çoğunluğu Sünnî ve Hanefî’dir.

Nepal’de müslümanlar hayatın her alanında nüfuslarıyla orantılı bir temsilden yoksundur. Bunda Nepal’in Hindistan’daki Hindu-müslüman çatışmalarından etkilenmesinin de payı büyüktür. Ülkede diğer inançlara yönelik ayırımcılık çok güçlü olduğu için yakın zamanlara kadar müslüman çocuklar Hindular’ın okullarına kabul edilmemekteydi. Son zamanlarda dinî medreselerin ve müslümanların kurdukları Nepal Islamic Yuva Sangh, Nepal Müslüman Birliği, Nepal Musliman Ekta Sangh, Nepal Encuman Islah Samiti, Nepal Muslim Seva Samiti, Sirâcü’l-âlem, All-Nepal Muslim Sudhar Samiti, Muslim Jan Kalyan Samiti, Millet-i İslâmiyye, Bezm-i Âbâb gibi derneklerin faaliyetlerinde bir rahatlama gözlenmektedir. 1984-2004 arasında 275’e yakın yeni cami inşa edilmesi de bunu göstermektedir. Nepal’de Hindistan’da kurulan Nedvetü’l-ulemâ’ya bağlı okullar da vardır. Nepal’de Hinduizm ve Budizm yerli ve millî din olarak kabul edilmektedir. Budizm’in kurucusu Buda, Nepal’de doğduğu için ülkenin millî sembollerindendir.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 63, 198, 248.

Bîrûnî, Taḥḳīḳu mâ li’l-Hind (nşr. C. E. Sachau), London 1887 → Frankfurt 1993, s. 98.

M. Gaborieau, “Muslim Minorities in Nepal”, The Crescent in the East: Islam in Asia Major (ed. R. Israeli), London 1982, s. 79-101.

a.mlf., “The Cult of Saints among the Muslims of Nepal and Northern India, Saints and their Cults, Studies”, Saints and Their Cults: Studies in Religious Sociology, Folklore and History (ed. S. Wilson), Cambridge-New York 1983, s. 291-308.

a.mlf., “Peasants, Urban Traders and Rural Artisans, Muslim Minorities in the Kingdom of Nepal”, , III/2 (1981), s. 190-205.

a.mlf., “Nepal”, , VIII, 5-6.

Shamima Siddiqa, Muslims of Nepal, Kathmandu 1993.

P. Landon, Nepal, New Delhi 1993.

M. Dastider, Religious Minorities in Nepal: An Analysis of the State of the Buddhist and Muslims in the Himalayan Kingdom, New Delhi 1995.

A. Sever, Aspects of Modern Nepalese History, New Delhi 1996.

L. P. S. Shrivastava, Nepal at the Crossroads, New Delhi 1996.

Nepal Population Census 2001: National Report, Kathmandu 2002.

Hamid Ansari, “Muslims in Nepal”, , II/2 (1980), s. 138-158.

Muhammad Siddique, “Muslim Population in the Kingdom of Nepal: Some Outstanding Features”, a.e., XXI/2 (2001), s. 333-345.

R. S. Prayag, “Nepal”, Encyclopedia of Asian History, New York 1988, III, 104-107.

R. P. Agarawal, “Nepaleese Muslims”, Encyclopaedia of the World Muslims (ed. N. Kr. Singh – A. M. Khan), Delhi 2001, III, 1118-1129.

Maddenin bu bölümü TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 32. cildinde, 557-558 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER