https://islamansiklopedisi.org.tr/kitabul-harac--kudame-b-cafer
Tam adı Kitâbü’l-Ḫarâc ve ṣınâʿat (ṣanʿat)i’l-kitâbe olup müellifin çeşitli devlet dairelerinde uzun yıllar süren hizmetleri sırasında edindiği idarî-meslekî tecrübeyi yansıtan önemli teknik ayrıntılar ve dokümanter bilgiler içermektedir. Esere Aristo’yu şerhetmiş bir filozof olan müellifin (EI2 [İng.], V, 318-320) tarihçilik, edebiyatçılık ve kamu yönetimi uzmanlığı yönleri de belli oranda yansımıştır. Michael Jan de Goeje’nin tahminine göre (İbn Hurdâzbih, el-Mesâlik ve’l-memâlik, neşredenin Fransızca girişi, s. XXII) 316 yılından sonra kaleme alınmış olan Kitâbü’l-Ḫarâc’ın 320’de (932) Vezir Ali b. Îsâ’ya sunulduğu bilinmektedir (Ebû Hayyân et-Tevhîdî, II, 145-146).
Kitâbü’l-Ḫarâc sekiz kısma (menzile) ayrılmıştır. Ancak bunlardan sadece beşinci-sekizinci kısımlar arasındaki bölüm günümüze ulaşmış olup yegâne nüshası Köprülü Kütüphanesi’ndedir (nr. 1076). Mutarrizî’nin, bizzat okuduğu Kitâbü’l-Ḫarâc’ın yedi kısımdan ibaret olduğunu söylediğine dair rivayet onun eserin müsvedde halindeki bir nüshasına atıfta bulunduğunu düşündürmektedir. Çünkü Kudâme’nin kendisi beşinci kısmın birinci bölümünde siyasete dair sekizinci kısma atıfta bulunmaktadır (Kitâbü’l-Ḫarâc, s. 30). İbnü’n-Nedîm’in, esere daha sonra bizzat müellifi tarafından dokuzuncu bir kısmın ilâve edildiğine ilişkin ifadesi (el-Fihrist, s. 144; ayrıca bk. Yâkūt, XVII, 13) yanlış olmalıdır. Bu hata muhtemelen yedinci kısmın son bölümünün müstakil bir kısım sanılmasından kaynaklanmaktadır. Zira bu bölüm eserin mevcut kısmının en uzun bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca Fihrist’teki bu bilgiye farklı bir hatla düşülen derkenarda (s. 144) yedi kısımdan ibaret olan esere daha sonra “es-Siyâse” başlıklı sekizincisinin ilâve edildiği belirtilmektedir.
Kudâme b. Ca‘fer’in kendi ifadesinden anlaşıldığı üzere (Kitâbü’l-Ḫarâc, s. 20, 131) birinci kısım eserin muhtevasını tanıtıcı bir mukaddimeden ibarettir. Kitabın konu bütünlüğünden hareketle ikinci kısımda kâtiplik mesleğinin incelikleri ve icrası için gerekli alet edevatın ele alındığı tahmin edilebilir. Yine müellifin ifadesinden (a.g.e., s. 37) çıkarılabildiğine göre üçüncü kısım kâtiplerin bilmesi zorunlu olan belâgat ya da beyân sanatıyla ilgilidir. Ebû Hayyân et-Tevhîdî’nin, Vezir Ali b. Îsâ’nın bu kısım üzerine övgüler söylediği yönündeki değerlendirmesi de bu tesbiti doğrulamaktadır. Dördüncü kısımda, devlet gelir ve giderlerinin hesabını tutup bütçeyi hazırlayan Dîvânü’l-harâc ile Dîvânü’d-diyâ‘ ele alınmakta, bunların görev alanları, işleyiş tarzları ve meclisleri incelenmekte, Meclisü’l-inşâ bünyesinde yürütülen yazışmaların haraçla ilgili olanlarından örnekler verilmektedir.
Eserin beşinci kısmı, saray teşkilâtının Dîvânü’l-harâc ve Dîvânü’d-diyâ‘ haricindeki diğer daireleri hakkında olup on bir bölümden ibarettir: 1. Ordu divanı (Dîvânü’l-ceyş); 2. Maliye nezareti (Dîvânü’n-nafakāt); 3. Hazine dairesi (Dîvânü beyti’l-mâl); 4. Resmî yazışmalardan sorumlu muhabere divanı (Dîvânü’r-resâil); 5. Tevkī‘ dairesi ve Defterhâne (Dîvânü’t-tevkī‘ ve Dîvânü’d-dâr); 6. Mühürdarlık (Dîvânü’l-hâtem); 7. Gelen evraklar dairesi (Dîvânü’l-fad); 8. Darphâne (Dîvânü dâri’d-darb), paraların ayar ve ölçüleri; 9. Mezâlim divanı (Dîvânü’l-mezâlim); 10. Emniyet teşkilâtının yazışmaları; 11. Posta ve istihbarat dairesi (Dîvânü’l-berîd), posta istasyonları, doğu ve batı yolları.
Altıncı kısımda konunun coğrafyaya ilişkin yönleri yedi bölüm halinde ele alınmaktadır. Birinci bölümün başlangıcında dünyanın yuvarlaklığının vurgulanması ve ekvatorun uzunluğunun astronomik gözleme dayalı olarak hesaplanması ilginçtir (a.g.e., s. 132-134). Yedi iklim taksimi üzerine dayanan riyâzî coğrafya konuları topografik bilgilerle birlikte ele alınmaktadır. Ayrıca dinî ve siyasî başşehirleri oluşturan Mekke ile Bağdat merkez alınarak İslâm ülkesinin Çin, Bizans ve Mağrib sınır boylarına kadar uzanan karayolları yanında deniz-nehir ulaşımı mesafeleriyle birlikte incelenmektedir. Bu kısmın bir başka üstün tarafı da yeni yollarla ilgili olarak daha önceki eserlerde bulunmayan bazı bilgilere burada yer verilmesidir. Ancak genelde iktisat, özelde ise maliye tarihi açısından belki de en dikkate değer bölüm, devletin o devirdeki bölgesel vâridâtını gösteren gelirler cetvelinin yer aldığı altıncı bölüm olup önemli dokümanter bilgiler içermektedir. Aynî gelirlerin nakdî karşılıkları verilirken dinar-dirhem kurları ve fiyatlar hakkında bazı ipuçları sağlanmaktadır (meselâ bk. a.g.e., s. 167, 182). Yedinci bölümde sınır boyları, komşular ve her iki tarafın savunma sistemleriyle ilgili olarak verilen bilgiler de esere jeopolitik ve jeostratejik açıdan zenginlik katmaktadır. Bu kısımda muhteva bakımından İbn Hurdâzbih’in Kitâbü’l-Mesâlik’inin geniş tesiri hissedilmektedir. Aslında mevcut kısımların üslûbu da İbn Hurdâzbih’te olduğu gibi kuru bir kamu yöneticisi üslûbudur. Kudâme’nin edebî gücünü ortaya koyduğu Naḳdü’ş-şiʿr ve Cevâhirü’l-elfâẓ gibi eserlerindeki üslûpla Kitâbü’l-Ḫarâc’daki üslûbu arasında hepsinin kendisine aidiyeti hususunda şüphe doğuracak kadar önemli farklar görülmektedir. Ancak bu eserin kâtip çırakları için hazırlanmış bir ders kitabı mahiyetinde olduğu düşünülürse dilinin mümkün mertebe sade ve kuru olması kaçınılmazdır. Bu noktada Kudâme’nin 297 (910) yılından ölüm tarihine kadar Dîvânü’l-harâc başkanlığı yaptığı hatırlanmalıdır.
Yedinci kısmın ilk on sekiz bölümü kamu maliyesi ve toprak sistemiyle ilgilidir. Kudâme bu bölümlerin tertibinde Ebû Ubeyd’in Kitâbü’l-Emvâl’ini örnek almış ve ondan sık sık iktibaslarda bulunmuştur (a.g.e., s. 215, 216, 219, 230, 250, 253, 254). Aslında Kitâbü’l-Ḫarâc’ın muhteva bakımından Ebû Yûsuf, Yahyâ b. Âdem ve İbn Receb gibi haraç yazarlarının günümüze ulaşan eserleriyle örtüşen kısmı sadece burasıdır. Kudâme bu kısmın girişinde şeriatın kök, kâtiplik sanatının ise onun dallarından biri mesabesinde olduğunu söylemekte, ardından fıkhın kaideleriyle kâtibin uygulamalarının uyum halinde olduğunu gösteren bazı örnekleri sıralamaktadır. Buna karşılık konunun, fakihlerin bilmediği bazı teknik ayrıntılarının kâtiplerin ürettiği pratik çözümlerle halledildiğini belirtmektedir (a.g.e., s. 202-203). Aynı mantıktan hareketle yedinci kısımda kamu maliyesi ve toprak sistemine ilişkin fıkhî ahkâm nakledilmektedir. Ancak fıkıh sahasında otorite olmayan Kudâme’nin burada ortaya koyduğu ahkâm çağına has görüşlerin özgünlükten yoksun bir özetinden ibarettir. Belki de bu kısmın en önemli özelliği kamu maliyesine dair fey, haraç, öşür, ihya, iktâ, îgār, tesvîg, himâ, hatîta, terîke, tu‘me gibi pek çok teknik tabirin tarifinin yapılmasıdır. Yedinci kısmın on dokuzuncu ve sonuncu bölümü ise fetihlerle ilgili olup Belâzürî’nin Fütûḥu’l-büldân’ının özet halinde bir kopyası gibidir. İslâmî vergi sisteminin hukukî temelini oluşturduğu için fetihlere ilişkin deliller vergi meseleleriyle uğraşan yazarlar tarafından yeri geldikçe sunulmaktadır. Bununla birlikte fetihler böyle bir eserde ilk defa bu genişlikte ele alınmaktadır.
On iki bölümden oluşan sekizinci kısım, Rosenthal tarafından sosyoloji ve siyaset biliminin sistematik bir tasviri olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca özellikle dokuzuncu bölüm, Roma ve Sâsânîler’in İskender ve Enûşirvân gibi âdil hükümdarlarının geleneksel idare tarzlarını ihtiva eden bir yönetim âdâbına da (Fürstenspiegel) yer vermektedir (Rosenthal, s. 117). Bu kısımda sosyal meseleler yanında toplumsal gelişme, duraklama, gerileme ve çöküş sebepleri ele alınmakta, kamu yönetimine ilişkin bilgiler verilmektedir. Bu bağlamda tamamen Aristo düşüncesinin etkisiyle insanların yiyecek, giyecek, cinsel temas gibi ihtiyaçlarının analizi yapılmakta, bunların üzerine ise paranın ve sosyal kurumlarıyla birlikte şehirlerin doğuşu, dolayısıyla muayyen vasıflara sahip liderlerin gerekliliği hususları bina edilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşım, genel olarak tarihî ve içtimaî düşüncenin İslâm iktisat düşüncesine nüfuzunun ilk örneği değilse de Meşşâî felsefenin ilm-i tedbîri’l-menzil ile ilgili teorik yorumlarının pratikle mezcedildiği yegâne numunedir.
Müellifin ifade ettiği (Kitâbü’l-Ḫarâc, s. 23) ve muhtevadan da anlaşıldığı üzere her kısım bir diğerinin mukaddimesi özelliğini göstermektedir. Kısımlar ya “sadr” adı verilen kısa bir girişle başlamakta ya da birinci bölümleri bu işlevi görmektedir. Delillerin ana kaynaklara dayandırılmasının gereğini vurgulayan müellif zaman zaman Kur’an’a, hadise ve çeşitli mezheplerin temel kaynaklarına atıfta bulunmakta, mezheplerin ihtilâf ettiği hususlarda muhalefet noktalarını belirtmektedir. Eserde genel olarak kavramsal açıklamalara da yer verilmektedir.
Kitâbü’l-Ḫarâc iktisat, kültür ve teşkilât tarihi açısından zengin bir kaynaktır. İncelemelerinde coğrafya ile tarih yazıcılığını mezceden Kudâme’nin vergilendirme esaslarının tarihî temellerini genişletmeyi arzuladığı açıktır. Bununla birlikte ele alınan konular sadece merkezî idareyi oluşturan çeşitli birimler, maliye sistemi ve onun tarihî, coğrafî ve fıkhî temelleri gibi geniş bir teknik meseleler manzumesiyle ilgili olmayıp ayrıca dilin kullanımı, edebî gelenekler ve resmî yazışma âdâbına da temas etmektedir. Kitâbü’l-Ḫarâc, bu yönü ve sade üslûbuyla kâtip adayları için çok değerli bir ders kitabı mahiyetindedir.
Kudâme eserini hazırlarken yukarıda zikredilen kitaplardan başka Yahyâ b. Âdem (a.g.e., s. 209, 220, 236, 356), Ebû Ubeydullâh Muâviye b. Yesâr (a.g.e., s. 222-223) ve Ebû Yûsuf’un Kitâbü’l-Ḫarâc’larından da faydalanmıştır. Günümüze ulaşmamakla birlikte Vezir Ebû Ubeydullah Muâviye b. Yesâr’ın haraç üzerine bir rapor hazırlayarak Halife Mehdî-Billâh’a sunduğu bilinmektedir. Kudâme, ayrıca Hişâm b. Muhammed el-Kelbî, Vâkıdî, Heysem b. Adî, Ebü’l-Hasan b. Ali b. Muhammed el-Medâinî gibi âlimlerden iktibaslarda bulunmuştur.
Mâverdî, Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ ve İbn Havkal gibi âlimler Kudâme’den istifade etmişlerdir. İbn Havkal, yanından ayırmadığını belirttiği İbn Hurdâzbih’in el-Mesâlik ve’l-memâlik’i, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Ceyhânî ve Ebû İshak İbrâhim b. Muhammed el-İstahrî’nin aynı adlı eserleriyle Kitâbü’l-Ḫarâc’ı karşılaştırmakta ve sonuncusunun hepsinden üstün olduğunu söylemektedir (Ṣûretü’l-arż, I, 329). Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî de Kudâme’nin edebî gücünü övmekte ve delil olarak Zehrü’r-rebîʿ ve Kitâbü’l-Ḫarâc’a bakılmasını önermektedir. Kitâbü’l-Ḫarâc’dan faydalananlar arasında bulunan Muhammed b. Ahmed el-Makdisî’nin coğrafyacılık yönü Kudâme’ninkini aşmıştır (bk. AHSENÜ’t-TEKĀSÎM).
Kitâbü’l-Ḫarâc üzerine yapılan ilk çalışma Mac-Guckin de Slane’in yayımladığı özettir (“Notice sur Codema et ses écrites”, JA, XX [1862], s. 155-181). Ardından Aloys Sprenger coğrafyaya dair kısmının bir değerlendirmesini yapmıştır (Die Post- und Reiserouten des Orients: Mit 16 Karten nach einheimischen Quellen, Leipzig 1864). Daha sonra M. de Goeje, beşinci ve altıncı kısımlardan seçtiği bazı bölümleri, İbn Hurdâzbih’in Kitâbü’l-Mesâlik ve’l-memâlik’inin arkasında Fransızca tercümesiyle birlikte yayımlamıştır (Nübeẕ min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe li-Ebi’l-Ferec Ḳudâme b. Caʿfer el-Kâtib el-Baġdâdî, Leiden 1889, s. 184-266). Bu ek bölümü Hüseyin Karaçanlu Farsça’ya (Kitâbü’l-Ḫarâc, Tahran 1370), Ebü’l-Hayr Urduca’ya (Haydarâbâd 1930) tercüme etmiştir. Ayrıca eserin söz konusu bölümlerini Muhammed Mahzûm Nübeẕ min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe adıyla neşretmiştir (Beyrut-Limasol 1988). Beşinci kısmın M. de Goeje’nin yayımlamadığı ilk on bölümü, birincisinin Farsça tercümesiyle birlikte Hüseyin Hidiv Cem (Tahran 1974) ve Mustafa el-Hiyârî (ed-Devâvîn min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe li-Ḳudâme b. Caʿfer el-Kâtib, Amman 1986) tarafından yayımlanmıştır. Bu kısmın tamamını Talâl Cemîl Rifâî tahkikli olarak neşretmiştir (el-Menziletü’l-ḫâmise min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe, Mekke 1407/1987). Yedinci kısmın ilk on sekiz bölümü A. Ben Shemesh tarafından İngilizce’ye tercüme edilerek Arapça metninin tıpkıbasımıyla birlikte yayımlanmıştır (Taxation in Islam, II, Leiden-London 1965). Mütercim, her ne kadar çeviri esnasında metne sadakatten çok anlamı korumaya özen gösterdiğini söylemekteyse de orijinal metindeki bazı ifadelerin tercümede düştüğü ve hatta yanlış anlaşıldığı görülmektedir (eleştiriler için bk. Robson, XXIX [1966], s. 620-621). Sekizinci kısım yine Mustafa el-Hiyârî tarafından neşredilmiştir (es-Siyâse min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe, Amman 1401/1981). Türkler ve Türk illeri hakkındaki bilgiler Ramazan Şeşen tarafından tercüme edilerek İslâm Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri isimli çalışmasında yayımlanmıştır (Ankara 1985, s. 188-190). Eserin günümüze ulaşan kısımlarının tamamını ilk olarak Muhammed Hüseyin ez-Zebîdî tahkik ederek neşretmiştir (Bağdat 1981). Ancak bu baskıda bazı tahkik hataları vardır (bk. İbrâhim es-Sâmerrâî, III/2 [1982], s. 199-205). Daha sonra Fuat Sezgin eserin yegâne yazmasının tıpkıbasımını gerçekleştirmiştir (Frankfurt 1407/1986).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Hurdâzbih, el-Mesâlik ve’l-memâlik, neşredenin Fransızca girişi, s. XXII.
Kudâme b. Ca‘fer, Kitâbü’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe (nşr. Muhammed Hüseyin ez-Zebîdî), Bağdad 1981; a.e. (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1407/1986, neşredenin girişi, s. 5-8.
a.mlf., es-Siyâse min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe (nşr. Mustafa el-Hıyârî), Amman 1401/1981, neşredenin girişi, s. 10-28.
a.mlf., ed-Devâvîn min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe (nşr. Mustafa el-Hıyârî), Amman 1986.
a.mlf., el-Menziletü’l-ḫâmise min Kitâbi’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe (nşr. Talâl Cemîl Rifâî), Mekke 1407/1987, neşredenin girişi, s. 101-107.
Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Abdülhamîd), I, 16.
İbn Havkal, Ṣûretü’l-arż, I, 284, 329, 453.
Makdisî, Aḥsenü’t-teḳāsîm, s. 105, 212.
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 144.
Ebû Hayyân et-Tevhîdî, el-İmtâʿ ve’l-muʾânese (nşr. Ahmed Emîn – Ahmed ez-Zeyn), Beyrut 1373/1953, II, 145-146.
Mâverdî, el-Aḥkâmü’s-sulṭâniyye (nşr. Ahmed Mübârek el-Bağdâdî), Küveyt 1409/1989, s. 224-225.
Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ, el-Aḥkâmü’s-sulṭâniyye (nşr. M. Hâmid el-Fıkī), Kahire 1357/1938, s. 204.
Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XVII, 12-15.
A. Ben Shemesh, Taxation in Islam, Leiden-London 1965, II, 1-16.
F. Rosenthal, A History of Muslim Historiography, Leiden 1968, s. 116-117.
Abdülmecîd ez-Zuveyb, “el-Coġrâfiyyûne’l-ʿArab ve devrühüm fi’t-taʿrîf bi’l-Cezîreti’l-ʿArabiyye”, Meṣâdiru Târîḫi’l-Cezîreti’l-ʿArabiyye (nşr. Abdurrahman Tayyib el-Ensârî v.dğr.), Riyad 1979, I/2, s. 287-288.
Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-ecdâd, Dımaşk 1404/1984, s. 146-147.
A. K. M. Meera – S. N. Ahsan, “al-Kharaj and Related Issues: A Comparative Study of Early Islamic Scholarly Thoughts and Their Reception by Western Economists”, Readings in Islamic Economic Thought (ed. A. M. Sadeq – A. Ghazali), Kuala Lumpur 1992, s. 203-221.
Ahmed Rıdvân Ahmed, er-Riḥle ve’r-raḥḥâletü’l-müslimûn, Cidde, ts. (Dârü’l-beyâni’l-Arabî), s. 63-71.
W. M.-G. de Slane, “Notice sur Codema [Qudāmah ibn Ja‘far, al-Katib al-Baghdadi, GAL, I, 228] et ses écrits”, JA, XX (1862), s. 155-181.
J. Robson, “A. Ben Shemesh (tr.): Taxation in Islam. Vol. II.”, BSOAS, XXIX, Hertford 1966, s. 620-621.
J. F. Haldon, “Kudāma Ibn Dja‘far and the Garrison of Constantinople”, Byzantion, XLVIII, Bruxelles 1978, s. 78-90.
İbrâhim es-Sâmerrâî, “Kitâbü’l-Ḫarâc ve ṣınâʿati’l-kitâbe li-Ḳudâme b. Caʿfer”, ʿÂlemü’l-kütüb, III/2, Riyad 1982, s. 199-205.
Muhammed Hüseyin el-Asâf, “Ḳudâme b. Caʿfer ve kitâbühû el-Ḫarâc ve ṣınâʿatü’l-kitâbe”, el-Fayṣal, LVII, Riyad 1982, s. 139-143.
Mustafa Hiyari, “Qudāma b. Ğaʿfars Behandlung der Politik: Das Kapitel As-siyāsa aus seinem Vademecum für Sekretäre Kitāb al-ḫarāg wa-ṣanāʿat al-kitāba”, Isl., LX/1 (1983), s. 91-103.
Cengiz Kallek, “Qudāmah ibn Jaʿfar on Certain Aspects of Political Economy”, al-Shajarah, III/1, Kuala Lumpur 1998, s. 1-33.
S. A. Bonebakker, “Ḳudāma”, EI2 (İng.), V, 318-320.