İBN EBÜ’ş-ŞEVÂRİB - TDV İslâm Ansiklopedisi

İBN EBÜ’ş-ŞEVÂRİB

ابن أبي الشوارب
Müellif: NADİR ÖZKUYUMCU
İBN EBÜ’ş-ŞEVÂRİB
Müellif: NADİR ÖZKUYUMCU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1999
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-ebus-sevarib
NADİR ÖZKUYUMCU, "İBN EBÜ’ş-ŞEVÂRİB", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-ebus-sevarib (28.11.2024).
Kopyalama metni

Aile Ebü’l-Îs b. Ümeyye b. Abdüşems’e dayanmaktadır. Hz. Peygamber’in Mekke valisi olarak tayin ettiği Attâb b. Esîd de bu ailedendir. Ebü’ş-Şevârib künyesiyle tanınan ilk şahıs Attâb’ın kardeşi Hâlid b. Esîd’dir. Hanefî mezhebine mensup olan İbn Ebü’ş-Şevârib ailesi Halife Mütevekkil-Alellah devrinden (847-861) itibaren yaptığı görevlerle şöhret kazanmıştır. Aileden kadı ve kādılkudât olanların sayısı yirmi dörde ulaşmaktadır. Bunlardan sekizi kādılkudât olmuş, diğerleri çeşitli yerlerde kadılık yapmıştır.

1. Muhammed b. Abdülmelik b. Ebü’ş-Şevârib el-Kureşî el-Basrî (ö. 244/858). 150 (767) yılından sonra doğdu. Abdülazîz b. Muhtâr, Ebû Avâne Abdülvâhid b. Ziyâd, Kesîr b. Süleym ed-Dabbî, Abdullah el-Übüllî gibi hocalardan hadis dinledi. Ebû Îsâ et-Tirmizî, Bâgandî, İbn Ebü’d-Dünyâ, İbn Cerîr et-Taberî, Hasan b. Ali el-Ömerî kendisinden hadis rivayet ettiler. Ebû Ali el-Ceyyânî onun ismini Ebû Dâvûd’un şeyhleri arasında zikrederken (, X, 316) Zehebî, Müslim ve Nesâî gibi hadisçilerin râviler silsilesi içinde ona yer verdiklerini söyler (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XI, 104). Halife Mütevekkil-Alellah’ın, Kur’an’ın hâdis veya kadîm olduğu konusundaki tartışmaları yasakladığı 234 (848) yılına kadar Basra’da yaşayan Muhammed b. Abdülmelik, bazı fakih ve muhaddisle birlikte hadis öğretmek için halife tarafından Sâmerrâ’ya gönderildi. Ehl-i sünnet’e bağlı olup Mu‘tezile ve Şîa’ya karşı çıkması sebebiyle Halife Mütevekkil’i öven Muhammed b. Abdülmelik devlet işleriyle uğraşmayı hoş görmüyordu. Bundan dolayı halifenin Basra kadılığını ısrarla teklif etmesine rağmen bu görevi kabul etmemişse de daha sonra bu düşüncesinden dolayı pişmanlık duyduğu nakledilmektedir. Muhammed b. Abdülmelik sika bir muhaddis olarak bilinir.

2. Hasan b. Muhammed b. Abdülmelik (ö. 261/875). 207’de (822) doğdu. Aileden ilk kādılkudât olan kişidir. 240 (854) yılında Kādılkudât Ca‘fer b. Abdülvâhid tarafından Sâmerrâ kadılığına tayin edilmiş (Hatîb, VII, 410; Zehebî, XII, 518), diğer bir rivayete göre ise (Taberî, IX, 202-203) Ca‘fer b. Abdülvâhid’i temsilen 241’de (855) müslüman esirlerin fidye karşılığı Rumlar’dan kurtarılmasını sağlamak üzere Bizans İmparatorluğu’na gönderilmiş, dönüşünde Sâmerrâ kadılığına getirilmiştir. 250 (864) yılında Halife Müstaîn-Billâh, Ca‘fer b. Abdülvâhid’i azledip Basra’ya sürdüğünde Hasan b. Muhammed de diğer Benî Ümeyye mensuplarıyla birlikte makamını kaybettiyse de Mu‘tez-Billâh devrinde kādılkudâtlığa getirildi (252/866). Bu dönemde yeni halifenin teveccühünü kazanarak onun en vefalı adamlarından biri oldu. 255’te (869) Mu‘tez-Billâh’ın halifelikten alınması konusunda kendisinden bir hal‘nâme istendiğinde bunu yazmayı reddetmesine rağmen (Taberî, IX, 390) daha sonra Mu‘tez-Billâh’ın hal‘ine şahitlik edenler arasında zikredilmiştir (Kütübî, III, 319). Fazilet ve cömertliğiyle tanınan Hasan b. Muhammed’in ölümüne kadar kādılkudâtlık görevini sürdürdüğü bilinmekle birlikte vefat yeri konusunda farklı rivayetler vardır. Taberî onun, Halife Mu‘temid-Alellah’ın oğlu Ca‘fer ve ondan sonra kardeşi Ahmed’in veliaht tayin edilmesiyle ilgili menşurunu Kâbe duvarına asmak üzere gönderildiğinde haccını ifa ettikten sonra Mekke’de öldüğünü belirtirken (Târîḫ, IX, 510) Hatîb el-Bağdâdî Bağdat’ta vefat ettiğini kaydetmektedir (Târîḫu Baġdâd, VII, 411).

3. Ali b. Muhammed b. Abdülmelik (ö. 283/896). Devrinin tanınmış muhaddis ve fakihlerindendir. Ebü’l-Velîd et-Tayâlisî, Sehl b. Bekkâr ve İbrâhim b. Beşşâr’dan hadis dinlemiş; Yahyâ b. Muhammed b. Sâid, Mûsâ b. Muhammed ez-Zerkī, Ahmed b. Osman el-Âdemî ve İshak b. Ahmed el-Kâzî gibi kimseler de kendisinden rivayette bulunmuşlardır. Kardeşi Hasan b. Muhammed’in kādılkudât olduğu dönemde Sâmerrâ kadılığına tayin edildi; onun ölümünün ardından Halife Mu‘temid-Alellah kendisini kādılkudâtlığa getirmek istedi. Başlangıçta kabul etmediyse de daha sonra râzı olarak 262 (876) yılında bu makama geçti. 282’de (896) Bağdat Kadısı İsmâil b. İshak el-Cehdamî’nin ölümü üzerine Bağdat kadılığına tayin edilen Ali b. Muhammed, 7 yahut 11 Şevval 283 (17 yahut 21 Kasım 896) tarihinde Bağdat’ta vefat etti, cenazesi Sâmerrâ’ya götürülerek orada defnedildi. Ali b. Muhammed’in güzel ahlâklı ve kazâî konuları iyi bilen bir kişi olduğu rivayet edilmektedir (Sem‘ânî, VII, 403).

4. Abdullah b. Ali b. Muhammed (ö. 301/914 [?]). Halife Muktefî-Billâh tarafından 292 (905) veya 293 (906) yılında Bağdat kadılığına tayin edildi. Onun kadılık makamına gelmesiyle bu ailenin Abbâsî Devleti’ndeki siyasî nüfuzu artmış ve devletin üst kademelerinde tayin ve azil işlerinde önemli rol oynamıştır. Abdullah b. Ali 296 yılı Cemâziyelâhirine (Mart 909) kadar Bağdat kadılığı görevini sürdürdü. Muktedir-Billâh halife olunca onu Ebû Amr Muhammed b. Yûsuf’un yerine Bağdat’ın doğu tarafına kadı tayin etti (296/909); böylece görevi oldukça geniş bir alana yayılmış oldu. Kendisine bağlı olan yerleri bazı tâli bölgelere ayıran Abdullah bunlardan birinin kadılığına oğlu Muhammed’i getirdi. Abdullah b. Ali’nin 298 (910-11) veya 301 yılının Receb ayında (Şubat 914) Bağdat’ta öldüğü ve orada defnedildiği belirtilmektedir (Hatîb, X, 10).

5. Muhammed b. Abdullah b. Ali (ö. 301/914). Babasının 298 (911) yılında hastalanması üzerine Halife Muktedir-Billâh’ın emriyle onun yerine getirildi. Ancak kadılık makamına yakışmayan davranışlarda bulunarak bundan dolayı hicvedilince (el-ʿUyûn ve’l-ḥadâʾiḳ, IV, 153-154) görevinden alınıp yerine Ebû Amr Muhammed b. Yûsuf tayin edildi.

6. Hasan (Hüseyin) b. Abdullah b. Ali (ö. 325/936). Ebü’l-Hüseyin İbnü’l-Üşnânî’nin 316’da (928) istifasıyla boşalan Bağdat kadılığına tayin edildi ve 320 Ramazanında (Eylül 932) Halife Muktedir-Billâh tarafından azledilinceye kadar bu makamda kaldı. Daha sonraki görevi hakkında açık bilgi bulunmamakla beraber Muktedir-Billâh’ın hal‘edilip öldürülmesi esnasında ondan kadı olarak söz edilmesi (Arîb b. Sa‘d, XI, 152) o sırada kadılık görevini yürüttüğünü göstermektedir. Görevine bağlı, dürüst ve hükümlerinde isabetli bir kadı olduğu belirtilen Hasan b. Abdullah 10 Muharrem 325 (28 Kasım 936) tarihinde vefat etti.

7. Muhammed b. Hasan (Hüseyin) b. Abdullah (ö. 347/958). 292’de (905) doğdu. İbn Hacer, onun 321-322 (933-934) yıllarında Mısır kadılarını tayin ve azil yetkisine sahip olduğunu belirttiğine göre (Refʿu’l-iṣr, s. 545-546) bu yıllarda kādılkudâtlık makamında bulunmuş olmalıdır. 327’de (939) kādılkudâtlıktan azledilerek yerine Yûsuf b. Ömer el-Ezdî getirildi. Her ikisinin babalarının daha önceki yıllarda kazâ teşkilâtının başına geçme konusunda rekabet içinde oldukları bilinmektedir. Müstekfî-Billâh’ın hilâfete geçişi sırasında ona biat edenler içinde Kadı Muhammed b. Hasan b. Ebü’ş-Şevârib’in de bulunduğu şeklindeki rivayetten (Mes‘ûdî, IV, 356) kendisinin o sırada kadılık görevini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Müstekfî-Billâh zamanında 333’te (944) Bağdat’ın doğu tarafına kadı tayin edildikten sonra ertesi yıl azledilip tutuklanarak Sâmerrâ’ya sürgüne gönderildi. Aynı yıl içinde Mutî‘-Billâh’ın halifeliğe geçmesiyle tekrar görev alan Muhammed b. Hasan Bağdat’ın doğu yakasını, Haremeyn, Yemen, Mısır ve Sâmerrâ’yı içine alan geniş bir bölgenin kadılığına tayin edildi; ancak 335’te (946) bu görevinden azledildi. Yaptığı görevlerde iyi bir isim bırakmayan, hükümlerini aldığı rüşvete göre verdiği söylenen ve hakkında bir hayli hiciv yazılan (İbn Hacer, Refʿu’l-iṣr, s. 546) Muhammed b. Hasan 347 yılı Ramazanında (Kasım-Aralık 958) öldü.

8. Abdullah b. Hasan (ö. 385/995 [?]). 350 (961) yılında Kadı Ebü’s-Sâib Utbe b. Ubeydullah’ın ölümü ve mallarının müsâderesinden sonra Arslan Câmedâr’ın çabalarıyla, Büveyhî Emîri Muizzüddevle’ye yıllık 200.000 dirhem ödeme karşılığında kādılkudâtlığa tayin edildi. Abdullah b. Hasan bu şekilde kadılık görevine tayin edilen ilk kimsedir (İbn Miskeveyh, II, 189; , VIII, 536). Bu yüzden Halife Mutî‘-Billâh yeni kādılkudâtı görevine başlatmadığı gibi teşrifatta kendisine yer verilmesine de müsaade etmedi. Bu hadise örnek alınarak Bağdat’ta hisbe ve şurta riyâsetine para karşılığı tayinler yapılmaya başlanınca kısa bir süre sonra Abdullah b. Hasan hisbe ve şahnelik makamlarını aynı yolla ele geçirmeye muvaffak oldu (İbn Miskeveyh, II, 189; İbn Hallikân, I, 406). 352’de (963) işgal ettiği bütün makamlardan azledilen ve verdiği hükümler geçersiz sayılan (, VIII, 549) Abdullah b. Hasan’ın daha sonraki hayatı hakkında bilgi yoktur. İbn Miskeveyh onu kötü işler yapan çirkin yüzlü bir kimse olarak nitelendirmektedir (Tecâribü’l-ümem, II, 189).

9. Ahmed b. Muhammed b. Abdullah (ö. 417/1026). İbn Ebü’ş-Şevârib ailesinin en son kādılkudâtıdır. Bu göreve Kadı Ebû Muhammed İbnü’l-Ekfânî’nin yerine tayin edildi (405/1014). Ebû Ömer ez-Zâhid ve Abdülbâkī b. Kāni‘den hadis öğrendi. İffetli ve nezih bir kimse olduğu nakledilen Ahmed b. Muhammed hayatının sonuna kadar bu görevi sürdürdü (Hatîb, V, 46-47).


BİBLİYOGRAFYA

, III, 50, 90, 284-285, 293-294, 303, 324.

, IX, 202-203, 276, 371, 389-390, 420, 437, 510, 514-515, 526; X, 49.

, IV, 5.

, IV, 356.

Arîb b. Sa‘d, Ṣılatü Târîḫi’ṭ-Ṭaberî (, XI içinde), s. 38, 152.

, II, 188-189.

, s. 113-114.

, II, 200-201, 344-345; V, 46-48; VII, 340, 410-411; X, 10; XII, 59-60.

, VII, 401-403.

, V, 27, 164-165; VI, 125, 127.

, II, 213.

a.mlf., , VII, 77, 134, 196, 217, 289, 304, 482, 484; VIII, 536, 549.

, I, 406.

, XI, 103-104; XII, 518.

, I, 290; III, 319.

, XXII, 69.

, XI, 120.

, IX, 316.

a.mlf., Refʿu’l-iṣr ( içinde), s. 545-546.

, III, 33-34, 35.

el-ʿUyûn ve’l-ḥadâʾiḳ (nşr. Ömer es-Saîdî), Şam 1972, IV, 9, 74, 153-156, 439, 442, 446.

, II, 142-143, 185.

D. Sourdel, Le vizirat ʿAbbāside de 749 à 936, Damas 1960, II, 389, 654.

J.-C. Vadet, “Ibn Abi’l-S̲h̲awārib”, , III, 691-692.

Sâdık Seccâdî, “İbn Ebi’ş-Şevârib”, , II, 667-669.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 19. cildinde, 473-474 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER