https://islamansiklopedisi.org.tr/hasan-sirri-efendi
İstanbul Boğaziçi’ndeki Yeniköy’de doğdu. Babası Süleymaniye müderrislerinden Mehmed Emin Efendi’dir. Yeniköy Mekteb-i İbtidâiyye’sini ve Emirgân Rüşdiyesi’ni bitirdi. Bu arada hıfzını tamamladı. Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye Kalemi’nde kâtip halifesi, mümeyyiz ve başkâtip olarak uzun yıllar çalıştıktan sonra 1891’de Mahkeme-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne geçti. Bu dairede icra memurluğu görevine devam ederken hastalandı. Birkaç yıl felçli olarak yaşadıktan sonra 25 Şâban 1323 (25 Ekim 1905) tarihinde vefat etti. Rumelihisarı’ndaki aile kabristanında annesinin ve kızının yanına defnedildi. Naaşı, 1910’da oğlu Mehmed Nuri’nin (Urunay) Yenikapı Mevlevîhânesi’nde yaptırdığı mezara nakledildi.
Hasan Sırrı, Hamâmîzâde İsmâil Dede Efendi, Külhanbeyi Hüseyin Dede ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi gibi mûsiki üstatlarından ders alarak kendini yetiştirmiş, bestekârlığının yanı sıra sesinin güzelliği ve mûsiki hocalığı ile de tanınmıştır. Önce Eskişehir Mevlevîhânesi şeyhi Hasan Dede’ye, daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Osman Selâhaddin Dede’ye intisap eden Hasan Efendi dergâhlara devam ederek zâkirlik yapmış, ilâhi ve durak okumuştur. Sultan Abdülmecid’in kızlarından Seniha Sultan’ın Kuruçeşme’deki sarayında bir ramazan ayı boyunca müezzinbaşılık yapmış, Sünbül Efendi Dergâhı’nda da bir süre vekâleten zâkirbaşılık görevinde bulunmuştur. Mûsiki meclislerinde bilhassa Tanbûrî Buhûr ve Kemânî Aleksan Ağa eşliğinde yakın arkadaşı Behlûl Efendi ile beraber okumayı seven Hasan Efendi’nin yetiştirdiği birçok talebe arasında Hâdi Bey, Hacı Fâiz Bey, Kasımpaşalı Şeyh Cemâleddin Efendi, Kadırgalı Şeyh Nidâ Efendi, Nûri Şeydâ Bey ve Hâfız İbrahim Erkal en meşhurlarıdır.
Dinî ve din dışı eserleriyle bestekârlık gücünü de ortaya koyan Hasan Sırrı Efendi’nin durak, ilâhi ve şarkı formundaki toplam dokuz eseri günümüze ulaşmıştır (bu eserler için bk. Öztuna, I, 334). Bunların içinde yer alan üç şarkı, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Arşivi’nde Enderunlu Hâfız Hüsnü adına kayıtlıdır.
Hasan Sırrı Efendi, Yeniköy Raûfî Dergâhı şeyhi Tevfik Efendi ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den hat dersleri almış, Sırrî imzasıyla çeşitli boyutlarda kırk sekiz adet hilye-i saâdet, çok sayıda sülüs-nesih kıta ve levha yazmıştır. Konya’da Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin sandukası üzerindeki pûşîdenin sırma ile işlenmiş celî sülüs hattı da ona ait olup 1894 yılında yazılmıştır. Oğlu Mehmet Nuri Urunay (ö. 1935 [?]) Medresetü’l-hattâtîn’de on yıla yakın tezhip muallimliği yapmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Ergun, Türk Şairleri, I, 403.
a.mlf., Antoloji, II, 443-444, 644, 661-662, 723, 749.
İbnülemin, Son Hattatlar, s. 374-375.
Selâhattin Gürer, Âşık Yunus Emre’nin Bestelenmiş Şiirleri, İstanbul 1961, s. 58.
Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, I, 272-273.
Yunus Emre İlâhîleri Güldestesi, Ankara 1991, s. 112-113.
Besteleriyle Yunus Emre İlahileri (haz. Ahmet Hatipoğlu), Ankara 1993, s. 153.
TSM Sözlü Eserler, s. 12, s. 12, 94, 122.
Gültekin Oransay, “Yayınlanmış Türk Din Musikisi Sözlü Anıtlarının Ezgileyicileri”, AÜ İlâhiyat Fakültesi İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi, sy. 3, Ankara 1977, s. 176-177.
Öztuna, BTMA, I, 334.