HACI HAMZA HAMAMI - TDV İslâm Ansiklopedisi

HACI HAMZA HAMAMI

Müellif: SEMAVİ EYİCE
HACI HAMZA HAMAMI
Müellif: SEMAVİ EYİCE
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1996
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-hamza-hamami
SEMAVİ EYİCE, "HACI HAMZA HAMAMI", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-hamza-hamami (01.12.2024).
Kopyalama metni

Şehrin içinde Ayasofya ile Mahmud Çelebi camileri arasında kalan alanda bulunmaktadır. Üzerinde bir kitâbe olmadığından hangi tarihte ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemekle beraber öteden beri İznik’te ilk Türk eseri olan Hacı Hamza Bey Mescidi evkafından olduğu ileri sürülerek böylece adlandırılmıştır. Bu kasabada I. Murad’ın yaptırdığı bir hamam daha vardı. Bazı araştırmacılar, İstanbul kapısına giden ana caddenin sol tarafında mevcut, planı çıkarılamaz durumdaki kalıntının Murad Hudâvendigâr’ın hamamına ait olduğunu ileri sürerler. Bir kısmı ise Hacı Hamza Hamamı’nın gerçekte Murad Hudâvendigâr Hamamı olduğu görüşündedir. Ancak İstanbul kapısına giden yolun kenarında bulunan ve K. Otto-Dorn tarafından bir tekke sanılarak böylece tanıtılan çifte kubbeli büyük binanın bir hamam olduğu tarafımızdan tesbit edilerek tam planı çizilmiş ve bunun kaynaklarda adı geçen Büyük Hamam olduğu ortaya konulmuştur. Bu durumda Hacı Hamza Hamamı’nın tarih içindeki yeri tam olarak aydınlığa çıkmamıştır. Evliya Çelebi, 1058’de (1648) uğradığı İznik’te iki çifte hamamın olduğunu bildirir. Bütün Osmanlı dönemi boyunca çalışan bu hamam, 1930’lardan sonra Vakıflar İdaresi tarafından belediyeye satılmış, belediye bir süre burasını depo olarak kullanmış, daha sonra tekrar işletilmeye başlanmıştır. Ancak 1987’de hamamın, dış yüzeyleri süslemeli mermer kurnaları yerlerinden söküldüğü gibi içinde de tarihî değerine uymayan müdahaleler yapılmıştır.

Hacı Hamza Hamamı’nın önce erkekler bölümünün yapıldığı, bir süre sonra da kadınlara mahsus kısmın ilâve edildiği A. Saim Ülgen tarafından ileri sürülmüştür. Duvar örgüsünde belirli bir ekleme izi tesbit edilmedikçe böyle bir varsayımı kabul etmeye imkân yoktur. Ülgen’in, erkekler bölümüne nisbetle kadınlar kısmının daha küçük oluşunu gerekçe olarak göstermesi de yeteri kadar inandırıcı değildir. Pek çok çifte hamamda kadınlar kısmının daha küçük ölçülerde yapıldığı bilinmektedir.

Hamamın erkekler kısmının girişi yan cephede olan kare planlı bir soyunma yeri (camekân) vardır. Bunun ortasında fıskıyeli bir şadırvan bulunur. Yaklaşık çapı 9,50 metreye yakın bir kubbe ile örtülü olan bu büyük mekân, iki cephesindeki üç pencereden ve kubbe tepesindeki aydınlık fenerinden ışık alır. Kare mekândan kubbeye geçiş, köşelerde içleri dilimli tromplarla sağlanmıştır. Trompların başlangıçlarında ise mukarnaslı pandantifler vardır. Dar bir kapı ile geçilen ılıklık, birçok hamamın aksine bir kemerle ayrılmış gösterişsiz iki küçük bölümden ibarettir. Burada solda iki göz halinde bir çift helâ olup bunlar dışarıya çıkıntı teşkil eder. K. Otto-Dorn’un kitabındaki planda bu elemanlar ve bu çıkıntı gösterilmemiştir. Hamamın sıcaklık kısmı, Türk mimarisinde çok eski bir geleneğe dayanan dört eyvanlı tiptedir. Dört eyvanın köşelerinde her biri kubbe ile örtülü halvet hücreleri vardır. Bu kısmın alçak kubbesi de aydınlık fenerlidir.

Cephesi erkekler kısmından 5 m. kadar geride bulunan kadınlar kısmının kare planlı soyunma yerinin üstü yanındakine nisbetle biraz daha küçük bir kubbe ile örtülmüştür. Ilıklık tek kubbeli çok küçük bir mekândan ibarettir. Bu bölümle erkekler duvarı arasında kalan dar aralıkta tek gözden ibaret bir helâ yer alır. Bunun karşısında da aynalı tonozla örtülü ve tek kurnalı bir halvet hücresi bulunur. Kadınlar kısmının sıcaklığı büyük değildir. Sadece üzerleri kubbeli iki halvet hücresine sahiptir. Böylece erkekler kısmında klasik Türk mimarisinin çok tanınmış bir şemasının uygulanmasına karşılık burada “E” tipi olarak adlandırılan çift halvet hücreli düzenleme meydana getirilmiştir. Bu tipin örneklerine pek çok hamamda rastlanır. İstanbul’da günümüzde mevcut olmayan Çukur Çeşme Hamamı’nın kadınlar kısmı ile Saraçhanebaşı’ndaki İbrâhim Paşa, halen mevcut olan Sirkeci’deki Hocapaşa ve Balat hamamları da aynı tipteydi.


BİBLİYOGRAFYA

K. Klinghardt, Türkische Bäder, Stuttgart 1927, s. 50-52, rs. 57-59.

K. Otto-Dorn, Das Islamische İznik, Berlin 1941, s. 89-95, rs. 39, 40, lv. 34, 35.

İznik, İstanbul 1943, s. 32-33.

Kemal Ahmet Aru, Türk Hamamları Etüdü, İstanbul 1949, s. 132-134.

S. Yıldız Ötüken v.dğr., Türkiye’de Vakıf Abideleri ve Eski Eserler, Ankara 1986, IV, 202-204, 281-282, rs. 117-119.

Semavi Eyice, İznik: Tarihçesi ve Eski Eserleri, İstanbul 1988, s. 45-47 ve 3 resim.

a.mlf., “İznik’de ‘Büyük Hamam’ ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme”, , sy. 15 (1960), s. 99-120.

A. Sâim Ülgen, “İznik’te Türk Eserleri”, , sy. 1 (1938), s. 68-69, rs. 85A-B, s. 86-87.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1996 yılında İstanbul’da basılan 14. cildinde, 480-481 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER