ERZEN, Ali - TDV İslâm Ansiklopedisi

ERZEN, Ali

Müellif: CÜNEYT GÖKÇE
ERZEN, Ali
Müellif: CÜNEYT GÖKÇE
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2020
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/erzen-ali
CÜNEYT GÖKÇE, "ERZEN, Ali", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/erzen-ali (28.11.2024).
Kopyalama metni

Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Fındık nahiyesinde doğdu. Babası ulemâdan Seyyid Süleyman Efendi, dedesi Şeyh İbrâhim, onun da babası Molla Hasan el-Hatib’in oğlu Şeyh Ömer’dir. Soyu Abdülkādir-i Geylânî ve Hz. Hasan vasıtasıyla Hz. Ali’ye ulaşır. Seyyid Ali Fındıkî’nin ataları da diğer bazı Ehl-i beyt mensupları gibi Abbâsîler döneminde Bağdat’a yerleşmiştir. 1258 yılındaki Moğol istilâsı sonucu yakılıp yıkılan Bağdat’tan ayrılmak durumunda kalan aile Beşiri ve Kurtalan arasındaki Erzen’e göç etmiştir. Erzen ve çevresinin Timur’un istilâsına uğraması üzerine Siirt’e yerleşen aile Fındık’a göçmüştür.İlk eğitimini babasından alan Ali daha sonra İdil Bafe (Sulak) köyü imamı Molla İsmâil, Gercüşlü Molla Necmeddin, Beşiri Korik köyü imamı Molla İbrahim, Silvan müftüsü Seyyid Abdurrahman Efendi, Silvan âlimlerinden Molla Hüseyin Kıçık, Molla Hamid, Molla Yakup, Hazrolu Hacı Fettah Efendi, Cizreli Şeyh Said Seyda ve kendi kayınpederi Şeyh Seyyid Hasan gibi âlimlerin yanında medrese tahsilini tamamladı. İlk icâzetnâmesini Silvan Behlül Bey Medresesi’nde kesintisiz yedi yıl (1915-1922) tahsil gördüğü Silvan müftüsü Seyyid Abdurrahman Efendi’den aldı. Ardından aynı zamanda babasının amcası olan kayınpederi Seyyid Hasan ve Cizreli hocası Şeyh Seyda’dan da icâzet aldı. Yine Şeyh Seyda ve Şeyh İbrahim Hakkı Basret kendisine tarikatta hilâfet icâzeti verdi. Tahsilini tamamladıktan sonra Fındık nahiyesinde imamlık yapmaya başladı. Ardından Güçlükonak’a bağlı Guvinan köyünde de bir süre imamlık yaptı, Cizre’nin Senati köyüne yerleşerek burada uzun müddet ders verdi. Müderrislik görevini Şeyh Seyda’nın isteği üzerine onun köyü Serdehl’de sürdürdü (1937). Ardından Cinibir köyüne yerleşerek orayı bir ilim merkezi haline getirdi ve ölünceye kadar köyde yaşadı. 1 Mart 1968 tarihinde vefat etti ve Cizre-Kale mahallesindeki Şeyh Seyda Makberi’ne defnedildi. Üç oğlu ve iki kızı olan Erzen’in oğullarından Abdurrahman, Cizre müftülüğü yapmıştır. Arapça, Farsça ve Kürtçe bilen Erzen şairliğiyle de tanınmıştır.

Eserleri. Ali Erzen’in en meşhur eseri divanıdır (İstanbul 1999, 2004, 2009, 2010, 2011). Elli bir şiirin bulunduğu divanda iki Arapça, bir Farsça manzumenin dışındakiler Kürtçe yazılmıştır. Ağırlıklı olarak öğütlerin yer aldığı şiirlerinde müellif önce kendine nasihatte bulunur, bu arada bölgecilik, ırkçılık ve taassuptan uzak durulmasını ister. Said Nursi, Şeyh Seyda ve Erzurumlu İbrâhim Hakkı gibi şahsiyetler için yazdığı mersiyeler yanında bazı manzumeler de sorulara cevap/fetva amacıyla kaleme alınmıştır. Bid‘at ve hurafeler karşısında çok duyarlı olan Erzen bir kısım şiirlerinde bölgede mevcut bu tür inançlara, şeyh, molla ve sûfîler arasındaki anlamsız rekabete temas eder. Ali Erzen’in basılmamış eserleri arasında Vehhâbîler’e reddiye olarak yazdığı Defʿu’ş-şübühât fî naẓmi’t-türrehât ve Ẕülfiḳāru ʿAlî ʿalâ raḳabeti münkiri’l-istimdâd min nebiyyin ev velî, ayrıca Risâle fî iʿâdeti’ẓ-ẓuhri baʿde ṣalâti’l-cumuʿa (Risâletü’l-Lümʿa fî iʿâdeti’l-cumuʿa), humusun kesilmesinden dolayı Ehl-i beyt’e zekât verilebileceğine dair Risâle fî iʿṭâʾi’z-zekât li-Ehli’l-beyt (el-İnṣâf fî cevâzi’z-zekât ile’l-eşrâf), Risâle fî ḥaḳḳi îmâni ebeveyi’r-Resûl (Risâle fî necâti ebeveyi’n-nebî), Ḥâşiye ʿalâ Tefsîri Ḳāḍî Beyżâvî ve bazı açıklamaları içeren Taʿlîḳa (Ḥavâşî) ʿalâ Dîvâni’l-Cezerî sayılabilir. Kürtçe olan sonuncu eser dışında Arapça kaleme alınan bu eserler kendisinin özel kütüphanesinde mevcut olup ilk üç risâle talebesi ve yeğeni M. Sait Erzen tarafından Mecmûʿatü’r-resâʾil adıyla neşredilmiştir (İstanbul 2010).


BİBLİYOGRAFYA

Seyid Ali, Dîwan, İstanbul 2004.

M. Said Erzen, Dünden Bugüne Erzen Ailesi, İstanbul 2007.

M. Cüneyt Gökçe, “Seyid Ali Fındıkî ve Dîvanı”, II. Uluslararası İbrahim Hakkı ve Siirt Uleması Sempozyumu (ed. Ahmet Erkol – Abdurrahman Adak), İstanbul 2008, s. 477-499.

Recep Özdirek, “Cumhuriyet Döneminde Şırnak Bölgesinde Yaşayan Âlimlerin Fıkıhla İlgili Eserlerinin Değerlendirilmesi”, Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu (14-16 Mayıs 2010), Sempozyum Bildirileri (ed. M. Nesim Doru), Ankara 2010, s. 710-712.

a.mlf., “Cumhuriyet Dönemi Cizre Bölgesi Din Âlimleri”, Bilim Düşünce ve Sanatta Cizre (ed. M. Nesim Doru), İstanbul 2012, s. 227-228.

Şaban Karasakal, “Seyyid Ali Fındîkî ve Kâdı Beydâvî’ye Hâşiyeleri”, a.e., s. 305-320.

M. Zahir Ertekin, “Naveroka Helbestên Seyid Eliye Fındikî”, a.e., s. 487-492.

Abdullah Yaşın, Tarih, Kültür ve Cizre, İstanbul 2011, s. 505-507.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2020 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 422-423 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER