https://islamansiklopedisi.org.tr/er-risaletul-muhammediyye
Tam adı er-Risâletü’l-Muḥammediyye fi’l-ḥisâb olan ve Bahâeddin Âmilî’nin (ö. 1031/1622) Ḫulâṣatü’l-ḥisâb’ına kadar Osmanlı medreselerinde orta seviyede matematik ders kitabı olarak okutulan eser Fâtih Sultan Mehmed’e sunulmuştur. Taşköprizâde, Ali Kuşçu’nun eseri İstanbul’a ikinci gelişinde Ramazan 877’de (Şubat 1473) telif ettiğini, Kâtib Çelebi ise Uzun Hasan’ın elçisi sıfatıyla İstanbul’a ilk defa gelirken yolda yazdığını söylemektedir (Aḥsenü’l-hediyye, vr. 4a; Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 889). Ancak kitabın mukaddimesinden Taşköprizâde’nin verdiği bilginin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Bu eserin esasını Ali Kuşçu’nun Semerkant’ta iken yazdığı Risâle der ʿİlm-i Ḥisâb adlı Farsça çalışması teşkil eder. Kâtîb Çelebi, er-Risâletü’l-Muḥammediyye’nin mukaddimesine yazdığı şerhin bir yerinde (Aḥsenü’l-hediyye, vr. 2a), bu kitabın İbnü’l-Havvâm’ın el-Fevâʾidü’l-Bahâʾiyye’si ile Cemşîd el-Kâşî’nin Miftâḥu’l-ḥüssâb’ının özünü içeren bir çalışma, bir başka yerinde ise (a.g.e., vr. 7a) bu son eserin süratle yapılmış bir özeti olduğunu belirtir.
Eser bir mukaddime ve iki bölümden (fen) meydana gelmektedir. Bir mukaddime ile beş makaleden oluşan birinci bölümde hesap ilmi incelenir. Mukaddimede tanımlar, özellikle sayının ayrıntılı tanımı ele alınır. Birinci makalede, ondalık konumlu Hint hesabı pozitif reel sayılar kümesi içerisinde ikiye katlama ve bölme, dört işlem, rasyonel ve irrasyonel sayıların kare kökünü, küp kökünü alma ve sağlama işlemleri; ikinci makalede astronomların kullandığı altmış tabanlı sayı sistemi ve yine birincide verilen işlemler; üçüncü makalede cebir ve mukabele ilminin ikinci derecede denklem çözümleriyle sınırlı olarak gözden geçirilmesinden sonra çok terimlilerin dört işlemi, red ve tekmil ile bast gibi cebir işlemlerinden sonra da altı cebir formülünün örneklerle incelenmesi; dördüncü makalede çift yanlış hesabı ile tahlil yöntemi; beşinci makalede bazı kısa aritmetik yöntemleri, oran ve orantı kuralları ile aritmetik dizi toplamlarına ilişkin formüller ele alınmıştır. Bir mukaddimeyle üç makaleden oluşan ikinci bölümün mukaddimesinde geometrik şekillerin ve mesâhaya ilişkin temel kavramların tanımları, şekil ve cisimlerin alan ve hacim formüllerinin yanında bazı temel trigonometrik fonksiyonlarla ilgili formüller, verilen bazı formüllerin ispatları; birinci makalede yüzeylerin alanları, ikinci makalede düzgün altıgen alanı, üçüncü makalede küre, küre parçaları ve koni gibi cisimlerin hacimleri incelenmektedir.
er-Risâletü’l-Muḥammediyye’nin en önemli özelliklerinden biri, hesap ve cebirde daha önce eklenen ve çıkarılan nicelikler için kullanılan “zâid” ve “nâkıs” terimlerinin yanında ilk defa “müsbet” ve “menfi” terimlerine yer verilmesidir. Bugün Arapça ve Farsça konuşulan ülkeler başta olmak üzere Orta Asya ülkeleriyle Azerbaycan’da hâlâ kullanılan bu terimler Bizanslı matematikçiler tarafından Avrupa’ya aktarılmış ve “pozitif”, “negatif” şeklinde Latince’ye tercüme edilmiştir. Bu terimlerin Ali Kuşçu’nun kendi buluşu olması ihtimali yanında onun bunları Uluğ Bey’in elçisi olarak Çin’e gittiğinde Çin matematiğinden almış olması da düşünülmektedir (İhsanoğlu – Rosenfeld, s. 286). Eserin bir diğer özelliği köklerini Muhammed b. Mûsâ el-Hârizmî’de bulan, ancak Cemâleddin Türkistânî, Ali Garbî, Mehmed Şah Fenârî ve Cemşîd el-Kâşî çizgisinde Türkistan matematik geleneğinin Yunan sayı anlayışına karşı geliştirdiği sayı tanımını bir ders kitabında açık biçimde dile getirmesidir. Ali Kuşçu sayıdan “bir”i ve birden oluşan her şeyi içerecek biçimde sayma eyleminin kapsamına giren her şeyi anladığını belirterek bu tavrını ortaya koyar (er-Risâletü’l-Muḥammediyye, vr. 75a). Başta sayı tanımı olmak üzere matematik bilimlere yaklaşımı Ali Kuşçu’yu, sayıları ontolojik muhtevalı yapılar olarak değil saf nicelik ifade eden fonksiyonel unsurlar olarak görmeye yöneltmiş ve eserlerinde “theologoumenates aritmetikes” anlamında bir sayı mistisizmine yanaşmayıp matematikten Hermetik-Pisagorasçı mistisizmi temizlemeye çalışmıştır. Onun bu görüşlerini kendisinden sonra öğrencisi Fenârîzâde Ali Çelebi Şerḥu’t-Tecnîs fî ʿilmi’l-ḥisâb, Kâtib Alâeddin Yûsuf Mürşîdü’l-muḥâsibîn ve Takıyyüddin er-Râsıd Buġyetü’ṭ-ṭullâb min ʿilmi’l-ḥisâb adlı eserlerinde tartışmıştır. Bu süreç Osmanlı matematiğine “kalkulativ” bir karakter kazandırırken sayılar teorisi üzerindeki çalışmaları da etkilemiştir.
Ali Kuşçu, er-Risâletü’l-Muḥammediyye’nin girişinde eserini Fâtih Sultan Mehmed’e sunmak için hızlı bir şekilde ve özet halinde kaleme aldığını, vakit bulduğunda daha ileri seviyede başka bir eser telif etmeyi düşündüğünü söyler (vr. 74b); ancak bu düşüncesini gerçekleştirememiştir. Öte yandan torunu Mîrim Çelebi el-Fetḥiyye şerhinde, öğrencisi Gulâm Sinan Fetḥu’l-Fetḥiyye adlı çalışmasında kitaba şerh yazacaklarını söylemişlerse de bu şerhler günümüze ulaşmamıştır. Aynı bilgileri veren Kâtib Çelebi de kendi zamanında bu şerhlerin mevcut olmadığını belirterek Mîrim Çelebi ile Gulâm Sinan’ın ifadelerini “tutulmamış söz” diye tanımlar (Aḥsenü’l-hediyye, vr. 2a). Kâtib Çelebi eseri öğrencilerine okuturken Aḥsenü’l-hediyye bi-şerḥi’r-Risâleti’l-Muḥammediyye adıyla mukaddimesinin sonuna kadar şerhetmiştir.
Müellif nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan (Ayasofya, nr. 2733/2) ve yirmiye yakın nüshası günümüze ulaşan risâleye Sâlih Zeki, Abdülhak Adnan Adıvar gibi pek çok bilim tarihçisi atıfta bulunmuş, hakkında çeşitli çalışmalar ve araştırmalar yapılmıştır (bk. bibl.). Uluğbek Atayev’in 1972’de Rusça’ya çevirdiği eser, Gadoyboy Sobirovich ile G. P. Matviyewvskaya ve H. Tllashev tarafından geniş biçimde incelenmiştir (İhsanoğlu – Rosenfeld, s. 286).
BİBLİYOGRAFYA
Ali Kuşçu, er-Risâletü’l-Muḥammediyye, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2733/2, vr. 74b, 75a.
Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 159-162.
Kâtib Çelebi, Aḥsenü’l-hediyye, Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş Emîr Hoca, nr. 362/4, vr. 2a, 4a, 7a, 81b-88b.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 889.
Sâlih Zeki, Âsâr-ı Bâkıye, İstanbul 1329, I, 195-199.
Brockelmann, GAL, II, 235; Suppl., II, 329-330.
A. Süheyl Ünver, Ali Kuşçu: Hayatı ve Eserleri, İstanbul 1948, s. 41-42.
Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul 1997, I, 224-226.
Ekmeleddin İhsanoğlu v.dğr., Osmanlı Matematik Literatürü Tarihi, İstanbul 1999, I, 20-27.
a.mlf. – B. A. Rosenfeld, Mathematicians, Astronomers and Other Scholars of Islamic Civilization and Their Works (7th-19th c.), Istanbul 2003, s. 286.
Remzi Demir – Yavuz Unat, “Ali Kuşçu ve El-Muhammediyye, El-Fethiyye ve Risâle Fî Hall Eşkâl El-Mu’Addil Li’l-Mesîr Adlı Eserlerinin Türk Bilim Tarihindeki Yeri”, Düşünen Siyaset, sy. 16, Ankara 2002, s. 231-255.
İhsan Fazlıoğlu, “Ali Kuşçu’nun el-Muhammediyye fî el-hisâb’ının ‘Çift Yanlış’ ile ‘Tahlîl’ Hesabı Bölümü”, Kutadgubilig, sy. 4, İstanbul 2003, s. 135-155.
a.mlf., “Ali Kuşçu”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul 1999, I, 216-219.