EBKÂRÜ’l-EFKÂR - TDV İslâm Ansiklopedisi

EBKÂRÜ’l-EFKÂR

أبكار الأفكار
Müellif: EMRULLAH YÜKSEL
EBKÂRÜ’l-EFKÂR
Müellif: EMRULLAH YÜKSEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1994
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ebkarul-efkar
EMRULLAH YÜKSEL, "EBKÂRÜ’l-EFKÂR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebkarul-efkar (28.11.2024).
Kopyalama metni

Kısa bir mukaddime ile sekiz bölümden oluşur. Mukaddimede, ana konularından biri olarak Allah’ın zâtı ve sıfatlarından bahseden, dolayısıyla dinî ilimlerin temelini oluşturan kelâmın en şerefli ilim olduğu, bu sebeple onu öğrenmenin büyük önem taşıdığı, ayrıca eserde mütekaddimîn ve müteahhirîn dönemine ait bütün görüşlerin özetlenip değerlendirildiği belirtilir. “Kāide” başlığını taşıyan bölümlerde “fasıl, bab, kısım, nevi, mesele, asıl” ve “fer‘” adı verilen bir iç sistem uygulanmıştır.

Bilgi problemine tahsis edilen birinci bölümde çeşitli tarifleri verilen bilgi önce kadîm ve hâdis, hâdis bilgi de zarurî ve kesbî kısımlarına ayrılır ve bu bilgi çeşitleriyle ilgili olarak ayrıntılı tahliller yapılır (vr. 2b-18a). Aklî istidlâlin (nazar) işlendiği ikinci bölümde nazarın tarifi, şartları, bilgi kaynağı oluşu, nazarı bilgi kaynağı olarak kabul etmeyen karşı görüşün tenkidi, Allah’ın varlığına ulaşmak için doğru tefekkürde bulunmanın her mükellefe farz oluşu gibi konulara yer verilir (vr. 18a-35b). Nazarî hükümlere ulaştıran metotların ele alındığı üçüncü bölümde tarif (had) ve kısımları ile delil ve çeşitleri üzerinde durulur (vr. 35b-46a). Mâlum konusuna ayrılan dördüncü bölüm eserin en geniş kısmını teşkil eder. Mâlum ya mevcûd veya ma‘dûm olur; mevcûd olan mâlum da vâcib ve mümkin şeklinde ikiye ayrılır. Özellikle vâcib varlık konusunun geniş olarak incelendiği bu bölümde vâcibü’l-vücûdun ispatı, sıfatları, sıfatların birbiriyle ilişkisi, Allah hakkında câiz olan ve olmayan hususlar, rü’yetullah, Allah’ın yaratıklarına benzemekten tenzih edilmesi, hıristiyanların ulûhiyyete ilişkin görüşlerinin tenkidi, ilâhî fiiller, ta‘dîl ve tecvîr, kudret ve irade konuları üzerinde durulur. Mümkin varlık kısmında ise cevher, araz ve bunlara ilişkin hükümlerle âlemin hâdis oluşu konusu ele alınır. Dördüncü bölümün ma‘dûm olan mâlum kısmında ahval teorisi eleştirilir (vr. 46b-505a). Nübüvvete dair olan beşinci bölümde nübüvvet, nebî ve mûcize kavramları açıklandıktan sonra nübüvvetin imkânı, peygamberlerin vasıfları ve üstünlükleri gibi konulara yer verilir (vr. 505a-586a). Âhiret hallerine ve sem‘iyyâta ayrılan altıncı bölümde kesin bilgi açısından sem‘î delilin değeri, âhiret hayatı, kabir azabı, cennet ve cehennemin halen mevcudiyeti, hisâb, mîzan, sırat gibi konular incelenir (vr. 586a-635b). “el-Esmâ ve’l-ahkâm” başlığını taşıyan yedinci bölümde iman ve küfür kavramları, ehl-i kıblenin tekfir edilemeyeceği hususu, tekfir meselesine ve kâfirlere ilişkin ayrıntılı hükümler açıklanır (vr. 635b-669a). İmâmete dair olan sekizinci bölüm halifenin belirlenmesi ve buna ilişkin şartlar, ilk dört halifenin meşruiyeti, ashap arasında meydana gelen iç savaşlar, ashabın faziletteki dereceleri, emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker ve bunu icra edecek kişinin görevleri gibi konuları ihtiva eder (vr. 669a-729b).

Eş‘ariyye’nin en hacimli kaynaklarından biri olan Ebkârü’l-efkâr, kelâm ve felsefenin birleştirildiği eklektik döneme ait ilk ürünlerdendir. Kitapta ele alınan konulara dair daha önce ortaya atılmış olan görüşlerin hemen hemen tamamı zikredilip değerlendirilmiştir. İslâmî fırkalardan Hâricîler, Şîa, Mu‘tezile, Neccâriyye, Haşviyye, Müşebbihe; İslâm dışı dinlerden Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecûsîlik ve Sâbiîlik tenkide tâbi tutulan belli başlı konulardır. Kitapta ulûhiyyet mevzuuna geniş yer verilmesi ve bilginin tarifi örneğinde olduğu gibi eserin, müellifine ait orijinal bazı görüşler ihtiva etmesi dikkat çekicidir.

Ebkârü’l-efkâr, müellifi tarafından Rumûzü’l-künûz adıyla ihtisar edilmiştir (, I, 4). Adudüddin el-Îcî, Teftâzânî ve Seyyid Şerîf el-Cürcânî gibi müteahhir kelâm âlimlerinin büyük ölçüde faydalandıkları temel bir kaynak olan Ebkârü’l-efkâr üzerinde Ahmed Mehdî tarafından Ezher Üniversitesi Usûlüddin Fakültesi’nde doktora tezi hazırlanmış ve metni tahkik edilmişse de bu çalışma henüz yayımlanmamıştır (Aruçi, s. 980). Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunan (Damad İbrâhim Paşa, nr. 807) yazma nüshası esas alınarak tanıtılan eser 729 varaktır. Köprülü ve Topkapı Sarayı Müzesi kütüphanelerinde de çeşitli nüshaları vardır (Brockelmann, I, 678).


BİBLİYOGRAFYA

Âmidî, Ebkârü’l-efkâr, Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 807.

, I, 4.

, I, 678.

Muhammed Aruçi, Nûreddin es-Sâbûnî ve ârâʾühü’l-kelâmiyye min kitâbihi’l-Kifâye fi’l-hidâye (yüksek lisans tezi, 1406/1986, Câmiatü’l-Kāhire Külliyyetü dâri’l-ulûm), İSAM Ktp., nr. 13834, s. 980.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 77-78 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER