DÜSTÛRNÂME-i ENVERÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

DÜSTÛRNÂME-i ENVERÎ

دستورنامۂ أنورى
DÜSTÛRNÂME-i ENVERÎ
Müellif: ABDÜLKADİR ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1994
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/dusturname-i-enveri
ABDÜLKADİR ÖZCAN, "DÜSTÛRNÂME-i ENVERÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/dusturname-i-enveri (01.12.2024).
Kopyalama metni

XV. yüzyıl ortalarında yaşadığı anlaşılan Enverî tarafından kaleme alınmıştır. Müellifin hayatı hakkında bilinenler tamamen kendi eserine dayanır. Tam künyesi bilinmediği gibi Enverî adı da onun mahlasıdır. Düstûrnâme’nin mukaddime ve metninden anlaşıldığına göre Enverî Arapça, Farsça öğrenmiş, zamanının ilimlerini bir dereceye kadar tahsil etmiş, bu arada bazı tarih kitaplarını okumuş orta derecede bir şairdir. Eserin mukaddimesinde, Fâtih Sultan Mehmed adına daha önce Teferrücnâme adıyla bir tarih kitabı kaleme aldığını yazan (s. 4) Enverî, daha sonra da hâmisi Mahmud Paşa adına Düstûrnâme’yi hazırladığını, onun ve Fâtih’in maiyetinde birçok sefere katıldığını belirtir. Gerçekten eserin birçok yerinde ifade ettiği gibi 866 (1461-62) yılında Eflak seferine katılmış, Midilli adasının fethinde hazır bulunmuş, hatta fetih sonrası ilk ezanı okumuş, ertesi yıl da Bosna seferine ve Yayça muhasarasına iştirak etmiştir (s. 100 vd.).

Enverî Düstûrnâme’yi Zilhicce 869’da (Ağustos 1465) telif etmiş (s. 108), telif sebebini ise belirtmemiştir. Ancak eserin yarıdan fazlasını oluşturan Aydınoğulları tarihi, özellikle Umur Bey’in (1334-1348) gazâ ve fetihlerinin geniş olarak anlatılması kitabın yazılmasının başlıca sebebi olduğu söylenebilir.

Mesnevi tarzında yazılan ve 3730 beyitten ibaret olan eser, esas olarak bir mukaddime ile üç ana bölümden oluşmaktadır. Mahmud Paşa’ya ithafın ve fihrist kısmının yer aldığı mukaddimeden sonra gelen ana bölümlerden birincisi peygamberler ve İslâm tarihine dair olup kendi içinde “bab” adı altında on yedi kısma ayrılmaktadır. Bu bablarda kısaca peygamberlerden, Pîşdâdîler, Keyânîler, Eşkânîler, Sâsânîler, Hz. Muhammed, Hulefâ-yi Râşidîn, Emevîler, Abbâsîler, Saffârîler ve Sâmânîler’den, Gazneliler, Deylemîler, Kuhistan melikleri yani İsmâilîler, Selçuklular, Salgurlular, Hârizmşahlar ve Moğollar’dan bahsedilmektedir. On yedinci babın sonunda ebced hesabıyla meşhur olayların tarihlerine delâlet eden manzum tarihler yer almaktaysa da bunların çoğu yanlıştır. Eserin ikinci ve en uzun ana bölümü on sekizinci bab olup burada Aydınoğulları Beyliği’nin tarihçesi, özellikle Umur Bey’in gazâ ve fetihleri anlatılmaktadır. Son dört bab ise eserin üçüncü ana bölümünü oluşturmaktadır. Bunlardan on dokuzuncu babda özellikle Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa’nın (ö. 1357) Rumeli’deki fetihleriyle 1402 Ankara Savaşı ve sonrası hadiseleri olmak üzere Fâtih’e kadar gelen devrin önemli olayları, yirminci babda 1464 ortalarına kadar Fâtih Sultan Mehmed devri olayları anlatılmıştır. Son iki bab Mahmud Paşa’nın seferleriyle methine tahsis edilmiştir.

Düstûrnâme-i Enverî’nin başlıca kaynağı Beyzâvî’nin (ö. 685/1286) Niẓâmü’t-tevârîḫ’idir. Selçuklular kısmını yazarken Garsünni‘me Muhammed b. Hilâl es-Sâbî’nin tarihiyle bunu ihtisar eden Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mirʾâtü’z-zamân’ını kullanan Enverî ayrıca Zonaras, Cédrénos ve Glykas gibi Bizans tarihçilerinin eserlerinden de faydalanmış olmakla birlikte yine Niẓâmü’t-tevârîḫ’i esas almıştır. Düstûrnâme’nin en önemli ve en geniş bölümü olan Aydınoğulları’na dair on sekizinci babının kaynağı için Enverî, Umur Bey’in ümerâsından Hâce Selmân’ın dışında (s. 20, 57) herhangi bir kimseden söz etmez. Bu bölümün başlıca kaynağının Hâce Selmân’ın günümüze ulaşmayan destan tarzında bir eseri olduğu veya Enverî’nin bu zatın şifahen verdiği bilgileri değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Osmanoğulları ile ilgili bölümü ise Semerkandî nisbeli bir müellifin yine günümüze ulaşmamış eserinden nakleden Enverî (s. 6) bu kaynağı hakkında da bilgi vermemektedir. Bu bölümü yazarken Ahmedî’nin İskendernâme adlı mesnevisinin bir bölümünü teşkil eden Dâsitân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osmân’ı ile Karamânî Mehmed Paşa’nın Tevârîḫu’s-selâṭîn adlı eserini kullanması kuvvetle muhtemel olan Düstûrnâme müellifinin ayrıca tarihî takvimlerden faydalanmış olması da mümkündür.

Düstûrnâme’nin en önemli özelliği, Aydınoğulları tarihine dair ayrıntılı bilgi veren yegâne eser olmasıdır. On sekizinci babda verilen bu bilgilerin Bizans ve Latin kaynakları ile uygunluğu, özellikle Latin kaynaklarında pek kısa geçiştirilen olayları geniş olarak ihtiva etmesi, eserin sadece Anadolu için değil Akdeniz dünyası için de önemini arttırmaktadır. Ayrıca Selçuklu, Hârizmşah ve Moğol devletleriyle ilgili kısımlarda da başka kaynaklarda olmayan bilgiler bulunmaktadır. İlk Osmanlı tarihlerinden olması ve kaynağının günümüze ulaşmaması esere bu hânedan için de kaynak değeri kazandırmaktadır. Bu bölümün önemli konularından birisi de Osmanoğulları’nın aslı ve şeceresidir.

Eserin bugüne ulaşan iki nüshası mevcuttur. Bunlardan ilki Paris Bibliothèque Nationale’de kayıtlı olup (Ancien fonds, nr. 250) bu nüshanın tarihî değeri olmayan İlkçağ’da kurulmuş bazı devletlerle ilgili kısımları hariç Selçuklu, Hârizmşah, Moğollar, Aydınoğulları ve Osmanlılar’la ilgili bölümleri Mükrimin Halil (Yinanç) tarafından önsöz ve girişsiz olarak eski harflerle 1928 yılında neşredilmiştir. Eser hakkında değerlendirmeler ve Aydınoğulları’yla ilgili kısmın tarihî kıymetine dair yine aynı müellif tarafından 1930 yılında “Medhal” adı altında ayrıca bir çalışma daha yayımlanmıştır. Diğer nüsha ise İzmir Millî Kütüphanesi’nde bulunmakta olup (nr. 22/401) ilk defa Himmet Akın tarafından ilim âlemine tanıtılmıştır (Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, s. XI-XII). Bu nüshanın son sayfasındaki tarih 894’tür (1489). Tamamı 140 varak olan bu nüshanın Aydınoğulları’na ait kısmının yazı stili daha eskidir, Osmanlı tarihi kısmı ise rik‘a yazı ile sonradan eklenmiştir. Bu nüsha ile Paris nüshasının Aydınoğulları’na ait kısmı karşılaştırılmak suretiyle Irène Mélikoff-Sayar tarafından yayımlanmış ve Fransızca’ya tercüme edilmiştir (Le Destān d’Umūr Pacha [Düstūrnāme-i Enverī], Paris 1954). Ayrıca P. Lemerle tarafından, burada geçen olaylar Bizans ve Batı kaynakları ile karşılaştırılarak eser hakkında bir değerlendirme de yapılmıştır (L’Émirat d’Aydin Byzance et l’Occident, recherches sur “La Geste d’Umur Pacha”, Paris 1957).


BİBLİYOGRAFYA

Düstûrnâme-i Enverî (nşr. Mükrimin Halil), İstanbul 1928, tür.yer.; a.e.: Le Destān d’Umūr Pacha (nşr. ve trc. I. Mélikoff-Sayar), Paris 1954.

Mükrimin Halil [Yınanç], Dusturname-i Enverî: Medhal, İstanbul 1929, tür.yer.

P. Lemerle, L’Émirat d’Aydin Byzance et l’Occident, recherches sur “La Geste d’Umur Pacha”, Paris 1957.

, s. 445-446.

Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s. XI-XII.

Necib Asım [Yazıksız], “Düsturnâme-i Enverî”, (yeni seri), I/5 (1930-31), s. 83-86.

V. L. Ménage, “Osmanlı Tarihçiliğinin Başlangıcı” (trc. Salih Özbaran), , sy. 9 (1978), s. 234.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 49-50 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER