DÂRÜLFÜNUN İLÂHİYAT FAKÜLTESİ MECMUASI - TDV İslâm Ansiklopedisi

DÂRÜLFÜNUN İLÂHİYAT FAKÜLTESİ MECMUASI

Müellif: HAMİT ER
DÂRÜLFÜNUN İLÂHİYAT FAKÜLTESİ MECMUASI
Müellif: HAMİT ER
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1993
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/darulfunun-ilahiyat-fakultesi-mecmuasi
HAMİT ER, "DÂRÜLFÜNUN İLÂHİYAT FAKÜLTESİ MECMUASI", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/darulfunun-ilahiyat-fakultesi-mecmuasi (01.12.2024).
Kopyalama metni

Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu ile Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi kapatılıp yerine Haziran 1924’te Dârülfünun’da İlâhiyat Fakültesi kurulmuş, fakültenin idare heyetince bir yıl sonra mecmuanın yayımına başlanmıştır. İlk sayısı Teşrînisâni (Kasım) 1925’te, son sayısı Şubat 1933’te çıkan mecmuanın tamamı yirmi beş sayıdır. Başlangıçta her yıl dört sayı çıkarılması kararlaştırılmış, ancak mecmuanın periyodik düzeni beşinci yılda yedi sayının yayımlanması ile bozulmuştur. Harf inkılâbına kadar Arap alfabesiyle on sayı (1-10), 1928’den sonra Latin alfabesiyle on beş sayı (11-25) çıkarılmıştır. Her iki dönemde de mecmuanın ebadı, yazı puntosu ve kapak düzeni aynen korunmuş, 11. sayıda Dârülfünun amblemi kaldırılarak yerine birtakım geometrik şekiller konmuş, 19. sayıdan itibaren yeni harflerle aynı amblem tekrar kullanılmıştır. Mecmuanın 5 ve 6. sayıları birlikte basılmıştır. Harf inkılâbından önce çıkarılan sayılarda belirli bir sayfa ve forma düzeni olmayıp ilk on bir sayıdaki sayfa sayıları farklıdır (meselâ 1. sayı 192 sayfa, 2. sayı 220 sayfa, 3. sayı 314 sayfadır). Dergi 11. sayıdan 21. sayıya kadar seksen sayfa, 21. sayıdan sonra da altmış dört sayfa çıkmıştır. Mecmuanın Arap alfabesiyle neşredilen sayıları 1958, Latin alfabesiyle çıkarılan sayıları da 1171 sayfa olup tamamı 3129 sayfadır.

Mecmuanın yayın politikasında, içinde bulunulan dönemin şartlarından doğan siyasî polemiklere girilmeden objektif bir yol takip edilmiştir. Ancak yazarlar yine de dinî, tarihî, içtimaî ve felsefî problemlere akademik ve ilmî bir yaklaşımla, dikkati çekmeyecek şekilde makalelerin içinde cevap vermeyi uygun bulmuşlardır.

Derginin sürekli yazar kadrosu Mehmed Ali (Ayni), İzmirli İsmail Hakkı, Mehmed Şerefeddin (Yaltkaya), Yusuf Ziya (Yörükân), Mehmed Emin (Erişirgil), Mehmed Şemseddin (Günaltay), Halil Nimetullah (Öztürk) ve Hilmi Ömer (Budda) başta olmak üzere Abdülkadir (İnan), Abdülbaki (Baykara), Halil Hâlid (Çerkeşşeyhizâde), İsmail Hakkı (Baltacıoğlu), Kıvâmüddin (Burslan), Mehmed İzzet (Mete), Mustafa Şekip (Tunç), Necmeddin Sâdık (Sadak), Nûreddin (Selçuk) ve Zâkir Kādirî’den (Ugan) oluşmaktadır. Bunlardan hayatta kalanlar, 1949’da kurulan Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde aynı çizgiyi takip eden ilmî bir derginin (Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi) yayımını gerçekleştirmişlerdir.

Mecmuada yayımlanan makalelerde, derginin alt başlığında belirtilen tarihî, içtimaî, dinî ve felsefî kaydına bağlı kalındığı görülür. Dergide İslâm felsefesine geniş yer ayrılmış olup bunun yanında İslâm tarihi, Türk ve İslâm sanatları tarihi, dinler tarihi ve kelâm konularına da öncelikle yer verilmiştir. Buna karşılık tefsir, hadis, fıkıh gibi şer‘î ilimlerle doğrudan ilgili yazılar yok denecek kadar azdır. İzmirli İsmail Hakkı’nın İslâm felsefesi, M. Şerefeddin Yaltkaya’nın kelâm ve Yusuf Ziya Yörükân’ın mezhepler tarihine dair kaleme aldıkları makalelerin o günkü Türk toplumunun içinde bulunduğu dinî-siyasî kargaşalıklarla yakından ilgili olduğu görülmektedir.

İzmirli İsmail Hakkı’nın felsefe tarihi açısından büyük önem taşıyan “İslâm’da Felsefe Cereyanları” (sy. 12-25, 1929-1933) adlı kitap hacmindeki makalesinin yayımı on dört sayı devam etmiştir. Burada, Grek-Roma düşünce sistemlerinin desteklendiği bir dönemde İslâm düşünce sisteminin menşeini teşkil eden Selefîler, mütekellimler, felsefeciler, mutasavvıflar ve Bâtınîler’den başlayarak VII. (XIII.) yüzyıla kadar olan felsefe akımları ele alınmıştır. İzmirli’nin bunun dışında, İslâm dünyasında fikirleriyle uzun süre etkili olan İbnü’l-Heysem (sy. 4, 1926), Ebû Bekir el-Bâkıllânî (sy. 5-6, 1927), İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî (sy. 9, 1928) ve Ebû Ali Miskeveyh (sy. 10-11, 1928-1929) gibi düşünürlerin biyografilerini ve felsefî görüşlerini ele alan incelemeleri de yayımlanmıştır.

M. Şerefeddin Yaltkaya’nın “Mu‘tezile ve Hüsn-Kubh” (sy. 2, 1926), “Yezîdîler” (sy. 3, 1926), “Fâtımîler ve Hasan Sabbâh” (sy. 4, 1926), “Nâsır-ı Husrev” (sy. 5-6, 1927), “Karâmita ve Sinan-Râşidüddin” (sy. 7, 1928), “Bâtınîlik Tarihi” (sy. 8, 1928), “Kerrâmîler” (sy. 11, 1929) gibi bâtınî düşünceyi işleyen makaleleri dikkati çekmektedir. Bu düşüncenin bir başka cephesini oluşturan, Yusuf Ziya Yörükân’ın “Anadolu Alevîleri ve Tahtacılar” (sy. 8, 1928) ile “Tahtacılar” (sy. 12, 13, 14, 15, 19, 20, 1929-1931) adlı makaleleri diğerleriyle bir bütün oluşturmakta, bu da mecmuanın belli bir yayın politikası takip ettiğini göstermektedir. Yörükân’ın “Ebû Dülef Seyahatnâmesine Göre Orta Asya Türk Boyları” (sy. 22, 23, 24, 1932) adlı seri makalesi Orta Asya’daki Türk toplulukları bakımından önem taşımaktadır.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun “Türk Sanatlarının Tedkikine Medhal” (sy. 2, 1926) ve “Türk Yazılarının Tedkikine Medhal” (sy. 5-6, 1927) adlı makaleleri konularında önemli çalışmalardır. Halil Hâlid Bey’in W. Ridgway ve Yâkub Artin Paşa’dan çevirdiği “Türk Hilâlinin Aslı” (sy. 2, 3, 1926) adlı iki ayrı makalede, Türk-İslâm dünyası için amblem olan hilâl-yıldız ile ilgili dikkate değer bir iddiaya yer verilmiştir. Mecmuada yer alan diğer bir makaleler grubu ise psikoloji, sosyoloji ve kültür antropolojisi içerisinde ele alınabilir.

Dergide Mösyö Dumézil, Durkheim, Frazer, Theodule Goumperte, F. Leroux, Lévy-Bruhl, T. Nöldeke, Dominique Parodi, Théodule-Armand Ribot, William Ridgeway, A. A. Semenov, Sir Thomas Arnold ve Yâkub Artin Paşa gibi yabancı ilim adamlarının çalışmalarından da tercümeler yer almaktadır.

Aynı dönemde yayımlanan Dârülfünun’un diğer fakültelerine ait mecmualar arasında (Fen, Edebiyat, Tıp ve Hukuk fakülteleri) oldukça önemli bir yeri bulunan bu derginin 1933’te İlâhiyat Fakültesi’yle birlikte kapanması büyük bir kayıp olarak nitelendirilmiştir.

Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi Mecmuası bir yüksek lisans tezi çalışmasına konu olmuş, 1992 yılında tamamlanan araştırma yayımlanmıştır (bk. bibl.).


BİBLİYOGRAFYA

Cihat Tunç, “Cumhuriyetin 50. Yılında Kelâm İlmi Sahasındaki Çalışmalar”, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi 50. Yıl, Ankara 1973, s. 294.

İbrahim Agâh Çubukçu, “İslâm Felsefesi ve Bu Alanda Cumhuriyet Devrinde Çalışmalar”, a.e., s. 191-198.

Ahmet Koca v.dğr., Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Yayınları Bibliyografyası (1949-1975), Ankara 1978, s. 135-150.

H. Widmann, Atatürk Üniversite Reformu (trc. Aykut Kazancıgil – Serpil Bozkurt), İstanbul 1981, s. 35.

Ali Arslan, Dârülfünun’dan Üniversite’ye Geçiş (doktora tezi, 1991), İÜ Ed.Fak. Tarih Seminer Kitaplığı.

Hamit Er, İstanbul Dârülfünûnu İlâhiyat Fakültesi Mecmuası, Hoca ve Yazarları: 1924-1933, İstanbul 1993.

Z. Fahri Fındıkoğlu, “İlâhiyat Fakültesi Kurmak”, Selâmet Mecmuası, sy. 57, İstanbul 1948, s. 15.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 8. cildinde, 526-527 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER