https://islamansiklopedisi.org.tr/cuzcani-ebu-ishak
Horasan bölgesindeki Cûzcân’da doğdu. Daha sonra Dımaşk’a giderek oraya yerleşti. İlim tahsili için Mekke, Basra, Remle, Mısır gibi yerleri dolaştı. Yezîd b. Hârûn, Ebû Âsım en-Nebîl, Haccâc b. Minhâl, Affân b. Müslim ve Ahmed b. Hanbel gibi âlimlerden hadis rivayet etti. En çok Ahmed b. Hanbel’den faydalandı ve onun bazı fıkhî görüşlerini yazdı. Ahmed b. Hanbel de ona çok değer vermiş ve onunla mektuplaşmıştır. Cûzcânî daha sonra Dımaşk’a döndü, burada Dımaşk hatibi diye ün yaptı ve meşhur bir muhaddis oldu. Kendisinden Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, Ebû Zür‘a er-Râzî, İbn Huzeyme, Ebû Hâtim er-Râzî ve İbn Cerîr et-Taberî rivayette bulundular. Nesâî onun sika olduğunu, Dârekutnî de sika hadis hâfızları arasında yer aldığını söylemişlerdir. Zehebî onu Yahyâ b. Maîn ve Ebû Hâtim er-Râzî gibi katı tenkitçilerden saymıştır. Diğer taraftan İbn Hibbân, Hz. Ali aleyhtarı olduğu ileri sürülen güvenilir muhaddis ve tâbiî Harîz b. Osman’ın görüşlerini benimsediği için ona nisbetle kendisine Harîzî dendiğini, fakat mezhep propagandası yapmadığını ve dindarlığı ile tanındığını söylemektedir. Cûzcânî’nin Hz. Osman taraftarı olup Hz. Ali’nin aleyhinde bulunan nâsıbeye mensubiyetine dair bu ithamın haklı olmadığı anlaşılmaktadır. Onun Ahmed b. Hanbel ile olan yakınlığı, mektuplaşmaları, İbn Hanbel’in mektuplarını hadis rivayet ettiği minberden halka okuması da bunu göstermektedir. Aksi halde Hz. Ali ve Ehl-i beyt’e beslediği sevgiyle tanınan ve el-Müsned’inde Hz. Ali’nin faziletlerine geniş yer veren Ahmed b. Hanbel’in Cûzcânî ile ilgilenmesini açıklamak mümkün değildir. Ebû Hanîfe’yi eleştirmesi sebebiyle (bk. Aḥvâlü’r-ricâl, s. 75) Zâhid Kevserî’nin ona ve dolayısıyla İbn Ebû Hâtim’e yönelttiği tenkitlerin de hissî olduğu anlaşılmaktadır (Teʾnîbü’l-Ḫaṭîb, s. 168).
Rivayetleri Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî’nin sünenlerinde yer alan Cûzcânî, 259 yılı Zilkade başlarında (Eylül 873) Dımaşk’ta vefat etti.
Eserleri. Cûzcânî’nin günümüze ulaşabilen eserleri şunlardır:
1. Aḥvâlü’r-ricâl. Eser muhtelif kaynaklarda el-Cerḥ ve’t-taʿdîl ve Kitâbü’ḍ-Ḍuʿafâʾ adlarıyla da geçmektedir. Bazı kaynaklarda eş-Şecere fî aḥvâli’r-ricâl şeklinde zikredilmekteyse de (bk. Sezgin, I, 135) eserin nâşiri olan Subhî el-Bedrî es-Sâmerrâî, Zâhiriyye Kütüphanesi’ndeki (Hadis, nr. 349) yegâne nüshasının ikinci kısmı üzerinde müstensih hattından başka bir yazıyla yazılmış olan “eş-şecere” ibaresinin yanlış olarak kaydedildiği kanaatindedir. Aḥvâlü’r-ricâl Beyrut’ta basılmıştır (1405/1985). Kitapta 388 râvi hakkında kısa değerlendirmeler bulunmaktadır.
2. Emârâtü’n-nübüvve. Eserden seçilmiş bir kısım Zâhiriyye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Mecmua, nr. 104, vr. 162a-169a).
3. el-Ebâṭîl. Hadis tenkidine dair olan bu eserden seçilen küçük bir bölüm de Zâhiriyye Kütüphanesi’ndedir (Umumi, nr. 548, vr. 97b-100a).
BİBLİYOGRAFYA
Ebû İshak el-Cûzcânî, Aḥvâlü’r-ricâl (nşr. Subhî el-Bedrî es-Sâmerrâî), Beyrut 1405/1985.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, II, 148.
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, Haydarâbâd 1402/1982, VIII, 81-82.
Sem‘ânî, el-Ensâb, III, 361-362.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, III, 167.
Mizzî, Tehẕîbü’l-Kemâl, II, 244-248.
Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, I, 549.
Safedî, el-Vâfî, VI, 170.
İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 31.
İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, I, 181-183.
İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, III, 167.
Leknevî, er-Refʿ ve’t-tekmîl, s. 127, not 1.
Sezgin, GAS, I, 135.
Kettânî, er-Risâletü’l-müsteṭrafe, s. 147.
M. Zâhid el-Kevserî, Teʾnîbü’l-Ḫaṭîb, Beyrut 1401/1981, s. 167-168.