CÜNEYD el-MÜRRÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

CÜNEYD el-MÜRRÎ

جنيد المرّي
CÜNEYD el-MÜRRÎ
Müellif: HAKKI DURSUN YILDIZ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1993
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/cuneyd-el-murri
HAKKI DURSUN YILDIZ, "CÜNEYD el-MÜRRÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cuneyd-el-murri (28.11.2024).
Kopyalama metni

Kays kabilesinin Mürre kolunun reislerinden olup Emevî Halifesi II. Yezîd devrinde (720-723) Irak genel valisi Ömer b. Hübeyre tarafından Sind ve Mültan valiliğine tayin edildi (105/723). Hişâm halife olunca Irak umumi valiliğine getirilen Hâlid b. Abdullah el-Kasrî zamanında da Cüneyd’in valiliği devam etti. Halife Ömer b. Abdülazîz, fethedilen bölgelerin hükümdarlarına İslâmiyet’i kabul etmeleri halinde ülkelerinin başında kalabileceklerini bildirmişti. Bölgenin hükümdarlarından Cûşebe (Cüyşebe) b. Zâhir müslüman olmuş ve hükümdarlığı tasdik edilmişti. Cüneyd İndus nehri sahiline vardığı zaman Cûşebe kendisinin müslüman olduğunu bildirerek onun nehri geçmesine engel odu. Bunun üzerine Cüneyd Cûşebe ile anlaştı. Fakat Cûşebe daha sonra irtidad edince Cüneyd onun üzerine yürüdü ve yapılan savaşta kendisini öldürdü. İkinci rivayette ise Cüneyd’in Cûşebe’yi yapmadığı bir şeyle itham etmesi üzerine aralarında savaş çıktığı ve Cûşebe’nin esir alınarak öldürüldüğü ifade edilmektedir. Cüneyd’in bu sert tutumu karşısında Cûşebe’nin kardeşi (veya oğlu) Sasa Irak’a gidip uğradıkları haksızlıkları anlatmak istediyse de Cüneyd çeşitli hilelerle onu da ele geçirerek idam ettirdi.

Cüneyd b. Abdurrahman 110 (728-29) yılına kadar devam eden valiliği sırasında bazı akınlarda bulundu. Önce Kîrec üzerine yürüyerek bu şehri ele geçirdi. Daha sonra Mermez, Mendel ve Dehnec şehirlerini fethederek buralara âmiller tayin etti. Bu başarılarından sonra bir kısım askerî birlikler güneyde Gucerât’a, diğer bir birlik ise Orta Hindistan’daki Mâlvâ platosuna kadar ilerlemiştir.

Halife Ömer b. Abdülazîz’in mevâlîye karşı âdil tutumu onun ölümüyle terkedilince Mâverâünnehir’de birbiri arkasından isyanlar çıkmaya başladı. Horasan Valisi Eşres b. Abdullah es-Sülemî, Türgiş hakanının da âsileri desteklemesi üzerine çok zor durumda kaldı. Hatta hakan karşısında birkaç defa yenilgiye uğradı. Bunun üzerine Halife Hişâm, Sind valiliğinden ayrılmış olan Cüneyd’i Eşres’e yardıma gönderdi. Beraberinde 500 Suriyeli süvari ile Horasan’a giden Cüneyd, Buhara önlerinde hakanla mücadele eden Eşres’in yardımına koştu. Takviye kuvvetlerinin gelmesi üzerine hakan geri çekilmek zorunda kaldı ve Buhara Türk tehdidinden kurtarılmış oldu (729).

Başarısızlıkları sebebiyle Eşres Horasan valiliğinden alınarak onun yerine Cüneyd tayin edildi. 111 (729-30) yılında Beykend yakınlarında Türkler’le karşılaşan Cüneyd onları mağlûp ederek ilk başarısını kazanmış, hatta Taberî’ye göre Türk hakanının kardeşinin oğlunu, Belâzürî’ye göre ise hakanın oğlunu esir almıştır. Yeni vali 112 (730) yılını her tarafta görülen isyanları bastırmakla geçirdi. Aynı yıl içinde Semerkant Türgiş hakanı tarafından muhasara edildi. Buradaki garnizon kumandanı Sevre b. Hür çok kötü durumda olduğu için Cüneyd’den yardım istedi. Kuvvetlerinin büyük bir kısmını çeşitli yerlerde çıkan isyanları bastırmaya gönderdiği için valinin yanında yeterli sayıda asker yoktu. Cüneyd kumandanlarının uyarılarına rağmen Sevre’ye yardım için hareket ederek Kiş üzerinden Semerkant’a yöneldi. Yolda, su kuyularının tahrip edilmesi sebebiyle çok sıkıntı çekti. Semerkant’a yaklaştığı sırada da ansızın hakanın hücumuna uğradı. Yardım isteme sırası bu defa Cüneyd’e gelmişti. Sevre Semerkant’ta çok az bir kuvvet bırakarak Cüneyd’in yardımına koştu. Türkler savaş alanındaki çalılıkları ateşlemek suretiyle Sevre’nin birliklerinin büyük bir kısmını yok ettiler. Türkler’in Sevre ile mücadelesinden istifade eden Cüneyd, Semerkant’a girmeye muvaffak oldu. Bu muharebede Nasr b. Seyyâr ve mevâlînin gayretleri Arap ordusunu perişan olmaktan kurtarmıştı. Semerkant’ın yeniden muhasarasında bir başarı kazanılamayacağını anlayan Türkler bu defa Buhara üzerine yürüyerek orada bulunan Katan b. Kuteybe’yi kuşatma altına aldılar. Bunun üzerine Cüneyd Semerkant’tan ayrılıp Buhara’nın yardımına koştu. Ramazan 113 (Kasım 731) tarihinde Buhara’ya varan Cüneyd hakanı çekilmeye mecbur etti.

Cüneyd Sind ve Horasan valiliği sırasında Çin ile askerî ve siyasî münasebetlere girişti. Hindistan’da bulunduğu devrede Oğuzlar’ın ülkesine kuvvet göndererek bir şehir ve kaleyi fethetti. Horasan valiliğinin son yılında da (115/733) Çin’e bir elçi heyeti gönderdi. Heyet başkanının Mo-se-lan Tarkan adında bir Türk olduğu ifade edilmektedir. Bu elçi heyetinin ne maksatla Çin’e gönderildiği ve nasıl bir sonuç aldığı hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Cüneyd b. Abdurrahman Yezîd b. Mühelleb’in kızı Fâzıla ile evlenince 116 (734) yılı başlarında Horasan valiliğinden azledildi ve kısa bir süre sonra da Merv’de vefat etti. Emevîler devrinin büyük kumandanlarından biri olan Cüneyd’in Türgiş Kağanlığı’nın kuvvetlendiği bir dönemde Mâverâünnehir’de İslâm hâkimiyetini devam ettirmesi onun idarî ve askerî kabiliyetini göstermektedir.


BİBLİYOGRAFYA

, II, 316, 317.

, s. 625, 626, 643-645.

, II, 1527-1565, 1647.

, IV, 589, 590; V, 54, 135, 156-158, 165-170.

, XXI, 309-310.

L. Caetani, Chronographia islamica, Paris 1912 (h. 105, 107, 110-116. yıllar).

H. A. R. Gibb, Orta Asyada Arap Fütuhatı (trc. M. Hakkı), İstanbul 1930, s. 60-64.

J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 218-219, 242.

Hakkı Dursun Yıldız, İslâmiyet ve Türkler, İstanbul 1976, s. 22-23.

(1990), s. 206, 548.

Recep Uslu, Sind’de İslâm Fetihleri (yüksek lisans tezi, 1990), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İSAM Ktp., nr. 10.577, s. 90-94.

K. V. Zetterstéen, “Cüneyd”, , III, 240-241.

L. Veccia Vaglieri, “al-D̲j̲unayd b. ʿAbdallāh”, , II, 615-616.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 8. cildinde, 122-123 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER