CEREHOR - TDV İslâm Ansiklopedisi

CEREHOR

جراخور
CEREHOR
Müellif: ABDÜLKADİR ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1993
Erişim Tarihi: 01.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/cerehor
ABDÜLKADİR ÖZCAN, "CEREHOR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cerehor (01.12.2024).
Kopyalama metni

Farsça’da “ücret, nafaka, maaş” anlamlarına gelen cerâ kelimesiyle “yiyen, yiyici” anlamındaki hōr kelimesinden meydana gelmiştir. Cerihor ve serehor şekillerinde de telaffuz edilmiştir. Ortaya çıkışı ve teşkilâtı hakkında kesin bilgi yoktur. İbn Bîbî’de ecr-hōr, cirâhōr, icrâhōr olarak geçen bu zümreden II. Gıyâseddin Keyhusrev 1243’te Moğollar’a, Muînüddin Süleyman Pervâne de Rükneddin Kılıcarslan’a karşı yaptıkları mücadelelerde faydalanmışlardır.

Osmanlı Devleti’nde de Yıldırım Bayezid tarafından Ankara Savaşı’nda (1402) Timur kuvvetlerine karşı Rumeli ve Anadolu’dan, daha ziyade gayri müslimlerden toplanmış cerehorların kullanıldığı bilinmektedir. Bunlar ihtiyaca göre toplumun en hareketli kesiminden gençlerden toplanırdı. Yeniçeri Ocağı’nın kurulmasından sonra garîb, azeb ve canbâzân taifeleri gibi eyalet askerleri statüsüne giren cerehorlar gönüllü olarak alındığı gibi cebren de toplanabilirdi. Firar olaylarını önlemek için de her cerehor kefile bağlanırdı. Daha sonraki dönemlerde hemen sadece kale tamiri, köprü yapımı, yol inşaatlarında ve maden ocaklarında kullanılan cerehorlar avârız vergisi karşılığı olarak da çalıştırılmışlardır. Nitekim daha 1440’larda cerehorluktan muafiyet belgelerine rastlanmaktadır.

XVI. yüzyılda cerehorlara 4 akçe civarında yevmiye veriliyordu. Belgelerden anlaşıldığına göre bu zümreye genellikle barış dönemlerinde ücret karşılığı, savaş dönemlerinde ise vergi muafiyeti çerçevesinde hizmet gördürülüyordu. Hizmetleri zamanla az ücretli rençperlik ve ırgatlık haline gelmiş olan cerehorlar XVIII. yüzyıldan sonra pek görülmemişlerdir.


BİBLİYOGRAFYA

, nr. 5, s. 292, 349, 373, 606, 641, 642, 652, 664, 687-688, 692.

, nr. 7534, s. 1747.

, s. 77, 155.

, s. 33-34, 56, 60, 103, 119.

Lutfi Paşa, Tevârîh-i Âl-i Osmân (nşr. Âlî Bey), İstanbul 1341, s. 76, 120-122, 161-162, 187-188.

M. Fuad Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (nşr. Orhan F. Köprülü), İstanbul 1931 ⟶ İstanbul 1981, s. 141-142.

Ahmed Refik [Altınay], Türk Mimarları, İstanbul 1932, s. 121-122.

, s. 105, 111.

a.mlf., , I, 1, 3, 110, 111.

, s. 247, 396-397.

a.mlf., “Avârız”, , II, 14, 15.

, s. 183, 227, 276, 278.

Mustafa Cezar, Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul 1965, s. 24-25.

Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, İstanbul 1979, I, 78, 270, 426-427, 517; II, 110, 320, 389-390.

Tahsin öz, “Murad I ile Emir Süleyman’a Ait İki Vakfiye”, , I/4 (1941), s. 243-244.

Pál Fodor, “The Way of A Seljuq Institution to Hungary: The Cerehor”, , XXXVIII/31 (1984), s. 367-399.

, I, 280; III, 175.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 7. cildinde, 393 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER