https://islamansiklopedisi.org.tr/cami--esma-i-husna
Arapça’da “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem‘ kökünden sıfat olan ve sözlükte “toplayan, bir araya getiren, buluşturup birleştiren” anlamına gelen câmi‘ bu şekliyle, ayrıca aynı kökten türeyen fiil kalıplarıyla çeşitli âyet ve hadislerde Allah’a nisbet edilmiştir. Bu kullanışlarla yirmiyi aşkın âyette yer alan cem‘ kavramı gerek bu âyetlerde gerekse ilgili hadislerde daha çok Allah’ın kıyamet günündeki cem‘ fiilini ifade etmekte, bazı âyet ve hadislerde ise O’nun dünya hayatıyla ilgili toplama ve düzenleme fiillerine işaret edilmektedir (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “cmʿa” md.; Wensinck, el-Muʿcem, “cmʿa” md.).
Muhtelif naslarda Allah’ın zâtına nisbet edilen câmi‘ ismi veya sıfatının, hem madde âlemi ve dünya hayatı hem de âhiret hayatı planında kapsadığı mânaları genişletmek mümkündür. İlgili âyetlerin muhtevasında görülmemekle birlikte ilk dönem âlimlerinden itibaren câmi‘ ismi için “bütün övgü ve erdemleri zâtında toplayan” şeklinde bir mâna da düşünülmüştür (meselâ bk. Bağdâdî, vr. 85b). Bu geniş mâna, söz konusu ismin esmâ-i hüsnâ hadisinde (Tirmizî, “Daʿavât”, 82; İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 10) mutlak olarak zikredilişine dayanılarak verilmiş olmalıdır. Bu telakkiye göre câmi‘ Allah’ın zâtını niteleyen isimler grubuna girer. Gazzâlî câmiin, kâinatın yaratılış ve yönetilişiyle ilgili bir isim olarak da düşünülebileceği görüşündedir. Çünkü kâinat birbirine benzeyen ve benzemeyen, hatta birbiriyle çelişen birçok unsurun oluşturduğu tabii nesnelerden meydana gelmiştir. Bu kadar farklı malzemeden tam bir âhenk ve nizam arzeden kâinat kompleksinin meydana getirilişi (cem‘), Allah’ın câmi‘ isminin bir tecellisi olarak kabul edilmelidir. Bu ilâhî terkibin nasıl gerçekleştiğini anlayabilmek için kâinattaki bütün birleşimleri ve etkileşimleri bilmek gerekir. Şüphe yok ki tabiat bilimleri alanında kaydedilen ilerlemeler evrenin tanınmasına, dolayısıyla câmi‘ isminin sırlarının peyderpey açılmasına yardımcı olacaktır. Câmi‘ isminin dünya hayatıyla ilgili bir tecellisi de Allah’ın gönülleri birleştirmesinde gözlenir. Eşler, ebeveyn-evlât, kardeşler, meslektaşlar, gaye arkadaşları, hatta hemcins olmanın ötesinde ortak tarafları bulunmayan insan türünün fertleri arasında mevcut olan kalbî bağlılık, câmi‘ isminin tecellileriyle gerçekleşen ilâhî lutuftan başka bir şey değildir (bk. el-Enfâl 8/63).
Cem‘ kavramını Allah’a nisbet eden âyetlerin çoğu bu ilâhî fiilin âhiret âleminde gerçekleşeceğini ifade eder. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerîm’de âhiretten “toplanma günü” (yevmü’l-cem‘) diye de söz edilmiştir (eş-Şûrâ 42/7; et-Tegābün 64/9). Yüce yaratıcı, ölüp yok olan ve maddî varlıkları gözle görülemeyecek halde fenâ bulan insanları âhiret hayatında, bedenlerinin temel unsurlarını bir araya getirmek suretiyle yeniden canlandırır, hesaba çekmek ve aralarındaki anlaşmazlıkları gidermek için toplar ve nihayet iyileri cennette, kötüleri de cehennemde cem‘ eder. Câmi‘ isminin âhiretle ilgili bu tecellisi, Kur’ân-ı Kerîm’de yine “toplamak” mânasına gelen haşr kelimesiyle de ifade edilmiştir (bk. HAŞİR). Bu uhrevî tecellisiyle de câmi‘ insanları ilgilendiren ilâhî isimler grubuna girer.
BİBLİYOGRAFYA
Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “cmʿa” md.
M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “cmʿa” md.
Wensinck, el-Muʿcem, “cmʿa” md.
İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 10.
Tirmizî, “Daʿavât”, 82.
Halîmî, el-Minhâc, I, 207.
Abdülkāhir el-Bağdâdî, el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 497, vr. 85a-b.
Beyhakī, el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât (İmâdüddin), I, 149.
Gazzâlî, el-Maḳṣadü’l-esnâ, s. 113.
Fahreddin er-Râzî, Levâmiʿu’l-beyyinât, s. 343.