BER - TDV İslâm Ansiklopedisi

BER

البرّ
Müellif: MUSTAFA ÖZTÜRK
BER
Müellif: MUSTAFA ÖZTÜRK
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Erişim Tarihi: 28.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ber--esma-i-husna
MUSTAFA ÖZTÜRK, "BER", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ber--esma-i-husna (28.11.2024).
Kopyalama metni

Ber (çoğulu ebrâr, berere) sözlükte “sıdk, sadakat, iyilik ve iyi davranış” gibi mânalara gelen brr (birr) kökünden türemiş bir sıfattır (sıfat-ı müşebbehe); ancak kelimenin isim olarak kullanımı yaygınlık kazanmıştır. Yine aynı kökten türeyen bâr ( البار ) ise isim (ism-i fâil) olup “ber” ile hemen hemen aynı mânadadır. Fakat bazı dilciler “berr”in hem anlam yönünden daha geniş içerikli olduğunu hem de süreklilik vurgusu taşıdığını belirtir. “Ber” isminin anlamını tesbitte, Bakara sûresinin 177. âyetinde dile getirildiği üzere iman, ibadet ve ahlâka dair bütün iyilikleri ifade eden “birr” kelimesinin taşıdığı geniş anlam çerçevesi (bk. BİRR) dikkate alınmalıdır. Nitekim Ezherî, “Birr iyilikte (ihsan) genişlik ve fazlalığı ifade eder” dedikten sonra bu kelimenin bütün hayırlı işleri kapsayan bir isim olduğunu belirtmiştir (, I, 310). Fahreddin er-Râzî de aynı âyet münasebetiyle, “Birr bütün taatleri ve insanı Allah’a yaklaştıran bütün hayırlı işleri ifade eden bir kelimedir” demiştir (Mefâtîḥu’l-ġayb, V, 213).

“Birr” kökünde “sıdk” (doğruluk, dürüstlük) anlamı da bulunmakla birlikte Mustafavî esas mânanın “iyi davranış” olduğunu ve bu davranışın kişiler ve konulara göre değiştiğini belirtmiştir. Buna göre birr Allah’a izâfe edildiğinde, kullarına ihsanda bulunması ve günahları bağışlaması; kullara (insanlar) izâfe edildiğinde, taat ve kulluk görevleriyle ilgili amellerde bulunmaları anlamına gelir. Öte yandan birr anne ve babaya izâfe edildiğinde, çocukları güzelce yetiştirip onların ihtiyaçlarını karşılamasını, evlâda izâfe edildiğinde ise anne babaya itaat ve şefkatle davranmasını ifade eder (et-Taḥḳīḳ, “brr” md.). Ber isminde “itaatkâr, vefalı” gibi anlamlar da vardır; fakat bu anlamlar daha ziyade söz konusu ismin kullarla ilgili kullanımında ön plana çıkar. Meselâ, Meryem sûresinin 14 ve 32. âyetlerinde “ber” kelimesi Hz. Yahyâ’nın anne babasına, Hz. Îsâ’nın da annesine karşı son derece itaatkâr, vefalı ve hayırlı bir evlât olduğunu vurgulamaktadır. Bu mâna Meryem sûresinin 14. âyetinde Yahyâ’yı niteleyen “Kibirli, küstah ve âsi değildi” meâlindeki ifadeden de anlaşılmaktadır. Kelâm literatüründe “berr”in “büyük günah işleyen kimse” mânasındaki “âsi” ve “fâcir”in zıddı olarak kullanılması da muhtemelen Meryem sûresinin 14 ve 32. âyetleriyle irtibatlıdır (kelimenin insanlar hakkında kullanımı için ayrıca bk. BER). Kur’an’da üç defa tekil (Meryem 19/14, 32; et-Tûr 52/28), yedi defa da “ebrâr” ve “berere” şeklinde çoğul olmak üzere on âyette geçen “ber” sadece Tûr sûresinde rahîm ismiyle birlikte Allah’ın ismi olarak zikredilir.

Hadislerde “brr” kökünden türeyen isim ve fiiller çoğunlukla insan hakkında kullanılmakta olup insanın bilhassa anne babası başta olmak üzere diğer insanlara lutufta ve iyilikte bulunması, doğru olması gibi erdemleri ifade etmektedir (, “brr” md.). Ber ismi meşhur esmâ-i hüsnâ hadisinin Tirmizî rivayetinde yer alan listede Allah’ın isimleri arasında sayılmıştır (“Daʿavât”, 82). Hz. Peygamber, kendisiyle dua edildiğinde Allah’ın yapılan duaya mutlaka icabet edeceği isminin ne olduğunu öğrenmek isteyen Hz. Âişe’ye, bu ismin kullanılarak Allah’tan dünyalık şeyler istenebileceği endişesiyle bu ismi öğretmekten çekinmiş, hemen ardından Hz. Âişe’nin aralarında ber isminin de bulunduğu isimlerini zikrederek dua ettiğini duyunca Allah’ın duaya icabet edeceği isminin bu isimler arasında olduğunu belirtmiş, ancak bu ismin hangisi olduğunu söylememiştir (İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 9). Meşhur esmâ-i hüsnâ hadisinin İbn Mâce rivayetinde yer alan bâr ismi de ber ismiyle temelde aynı anlama gelir (“Duʿâʾ”, 10).

Allah’ın “ber” ismi esmâ-i hüsnâ üzerine yazılan eserlerde çoğunlukla “kullarına çokça iyilikte ve ihsanda bulunan” anlamında “muhsin” diye izah edilir. Fahreddin er-Râzî ber isminin ifade ettiği ilâhî ihsanın dinî ve dünyevî olmak üzere iki kısımda değerlendirilebileceğini belirtmiştir. Buna göre Allah’ın imanda ve taatte sadakat gösteren kullarını çokça mükâfatlandırması dinî; kullarına sağlık, afiyet, servet, evlât gibi sayısız nimet bahşetmesi ise dünyevî ihsandır (Levâmiʿu’l-beyyinât, s. 247). Hattâbî ise “ber” ismini “kullarına karşı hem çok şefkatli olan hem de bütün mahlûkatı kapsayacak şekilde ihsanda bulunan” şeklinde açıklamıştır (Şeʾnü’d-duʿâʾ, s. 89). Ber ismi Allah’ın kullarına çokça sevap ve mükâfat vermesinin yanında rızık hususunda cömertlik göstermesi ve günâhkar kullarına af ve mağfiretle muamele etmesi gibi vasıfları da içerir. Ebû Abdullah el-Halîmî’nin izahı da aynı çerçevededir (el-Minhâc, I, 204). Buna göre ber, Allah’ın kulları için zorluk değil, kolaylık istemesi, kullarından sâdır olan her günahı cezalandırmayıp birçoğunu affetmesi ve sevapları kat kat fazla takdir etmesine mukabil günahları misliyle değerlendirmesi gibi anlamlar içeren bir isimdir.

Ber isminin kökünde doğruluk (sıdk) anlamı da bulunduğundan esmâ-i hüsnâ hakkında eser yazan bazı müellifler ber isminin Allah’ın sâdık olması, yani verdiği haberlerde doğru olması, asla yalan söylememesi anlamını da içerdiğini söylemişlerdir. Yalan söylemekten korunmuş olan peygamberler hariç insanların, ne kadar doğru olsalar da, kendilerinden yalan sâdır olmasının mümkün olmasına karşın Allah’ın yalan söylemesi imkânsızdır. Bu yönüyle gerçek anlamda ber ismine lâyık olan tek varlık Allah’tır.

Esmâ-i hüsnânın her birinin kulun hayatına bir yansıması olduğunu ifade eden âlimler ber isminden kulun nasibinin doğal olarak birr denilen bütün güzel amelleri yerine getirmek olduğunu ifade etmişlerdir. Kulun çevresindeki herkese, özellikle de ana babasına karşı ihsanla davranması ber isminin kendisindeki yansımasıdır. Allah’ın kullarına bol ihsanda bulunması, onlara şefkat ve merhametle muamele etmesi şeklindeki temel anlamıyla ber ismi Allah’ın fiilî sıfatlarıyla alâkalı bir isimdir. İçerdiği bu anlamlarıyla ber ismi esmâ-i hüsnâdan rahmân, rahîm, kerîm, rezzâk, vehhâb, vâsi‘, afüv, gafûr, muğnî gibi isimlerle anlam açısından irtibatlıdır.


BİBLİYOGRAFYA

, “brr” md.

Muhammed b. Ahmed el-Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa (nşr. Riyâz Zekî Kāsım), Beyrut 2001, I, 310.

, “brr” md.

Zeccâc, Tefsîru esmâʾillâhi’l-ḥüsnâ (nşr. Ahmed Yûsuf ed-Dekkāk), Dımaşk-Beyrut 1979, s. 61.

Hattâbî, Şeʾnü’d-duʿâʾ (nşr. Ahmed Yûsuf ed-Dekkāk), Dımaşk-Beyrut 1412/1992, s. 89-90.

Ebû Abdullah el-Halîmî, el-Minhâc fî şuʿabi’l-îmân (nşr. Hilmî M. Fûde), Beyrut 1399/1979, I, 204.

Abdülkāhir el-Bağdâdî, el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 497, vr. 65b-66b.

Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât (nşr. Abdurrahman Umeyre), Beyrut 1417, I, 119.

Abdülkerîm b. Hevâzin el-Kuşeyrî, et-Taḥbîr fi’t-teẕkîr (nşr. İbrâhim Besyûnî), Kahire 1968, s. 83-84.

, s. 150.

, VIII, 53.

Fahreddin er-Râzî, Levâmiʿu’l-beyyinât (nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d), Beyrut 1404/1984, s. 247.

a.mlf., Mefâtîḥu’l-ġayb, Beyrut 1421/2000, V, 213.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 468 numaralı sayfada yer almıştır. Maddenin MUSTAFA ÖZTÜRK tarafından kaleme alınan yeni dijital versiyonu 08.01.2024 tarihinde yayımlanmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER