https://islamansiklopedisi.org.tr/asin-palacios-miguel
Sarakusta’da (Saragossa) mütevazi bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Babası öldüğünde lise tahsiline Escolapios Okulu’nda başladı ve bu öğrenimini aynı şehirdeki Cizvit Okulu’nda tamamlayarak Latince ve matematik grubundan diploma aldı. Asıl merakı matematikti ve mühendis olmak istiyordu. Maddî imkânsızlıklar tahsilini istediği branşta sürdürmesine imkân vermedi ve Sarakusta’daki Edebiyat Fakültesi’ne girdi. Bu arada dışarıdan, şehrin din adamı yetiştiren Cizvit Enstitüsü’nün seminerlerine katıldı, buradan papazlık diploması aldı ve Sarakusta’daki bir kiliseye papaz tayin edildi (1895). Üniversite yıllarında Arap Dili ve Edebiyatı Kürsüsü hocası Julián Ribera y Tarrago ile tanışması, İspanya’daki İslâm kültürü araştırmalarına yönelmesinde önemli rol oynadı. Hocasıyla hayli samimi ilişkiler kuran Asin Palacios bu ilişkileri üniversiteden mezun olduktan sonra da sürdürmüştür. Nitekim Ribera’nın kendisini bir evlât gibi görmesi ve katıldığı ilmî toplantılara onu da beraberinde götürmesi, henüz erken bir dönemde kendisine önemli bir akademik tecrübe kazandırmıştır.
Bu yıllar, tarihçilik alanında yeniliklerin yapıldığı, özellikle Şark kaynaklarının yeni baştan ele alındığı bir dönemdir; İtalyalı Michele Amari, kütüphanelerdeki Sicilya ile ilgili İslâmî kaynakları meydana çıkardı. Aynı dönemde Reinhart Dozy de İspanya’ya ait pek çok İslâm kaynağını bularak bu ülke tarihinde müslümanların yaptıkları yenilikleri ortaya koydu. Bu iki ilim adamının ulaştıkları sonuçlar ilim dünyasında büyük değişikliklere yol açtı. İslâmî araştırmaların oldukça ilgi gördüğü böyle bir dönemde yetişen Asin Palacios Madrid Üniversitesi’ne girdi ve ünlü Endülüs İslâm kültürü uzmanı Francisco Codera ile çalıştı. Gazzâlî üzerine hazırladığı ve üstün derece ile tamamladığı doktora tezini Algazel, dogmática, moral, y ascética (Gazzâlî’de akîde, ahlâk ve zühd) başlığıyla yayımladı (1901). Bu neşre ünlü bilgin ve doktora jüri üyesi Marcelino Menendez y Pelayo’nun yazdığı takdim yazısı, onun bu alandaki kabiliyetini akademik çevrelerde tescil etmiş oluyordu. Asin Palacios’un “Mohidin” başlığını taşıyan ve Endülüslü müslüman düşünür Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye duyduğu ilginin ilk mahsulü olan makalesi Pelayo için neşredilen bir armağanda yer aldı (1899).
Doktorasını bitirdikten sonra Sevilla Üniversitesi Arapça Kürsüsü’ne çağrılmayı beklerken bu göreve Cardenas adlı bir başka bilgin getirildi. Sarakusta başpiskoposunun kendisini bir köye papaz olarak tayin etmek istediğini öğrenince akademik geleceği ile ilgili umutlarını kaybeder gibi oldu. Fakat hocaları Ribera ve Codera’nın araya girmeleriyle sonunda Madrid Üniversitesi’ndeki Arapça Kürsüsü’ne tayin edildi (1903).
1904’te hocası Codera’nın anısına hazırlanan Homenaje á D. Francisco Codera (Zaragoza 1904) adlı armağana “El Averroismo teólogico de Santo Tomás Aquino” (Akinolu Thomas’ın ilâhiyat sahasındaki İbn Rüşdcülüğü) başlıklı makalesiyle katıldı ve bu yazı büyük yankılar uyandırdı. 1906-1909 yılları arasında hocası Julián Ribera ile birlikte Cultura Española adlı bir dergi çıkardı. Daha sonra kaleme aldığı iki makale kendisini oryantalist çevrelerin önemli bir siması haline getirdi. Bunlardan 1912’de, Mânevî ve Siyasî İlimler Kraliyet Akademisi’ne tayin edilip Pelayo’dan boşalan yeri doldurduğu sıralarda yazdığı “Abenmasarra y su Escuela: Origenes de la filosofia hispano-musulmána” (İbn Meserre ve ekolü: Endülüs İslâm felsefesinin kaynakları) adlı makalesinde, bu İslâm filozofunun İbnü’l-Arabî gibi düşünürler aracılığıyla yalnızca İslâm düşüncesine değil, aynı zamanda İbn Cebrol (Avicebron) kanalıyla yahudi felsefesine, Roger Bacon ve Raymond Lull kanalıyla da hıristiyan felsefesine tesir ettiğini ortaya koydu. Onun İbn Meserre hakkındaki bu çalışması İslâm fikir tarihi üzerine yapılmış en değerli çalışmalardan biri sayılır. 1919’da İspanya Kraliyet Akademisi’ne üye seçildikten sonra kendisine asıl ününü sağlayan La escatologia Musulmána en la Divina Comedia (İlâhî Komedya’da İslâm uhreviyatı) adlı eserini neşretti (İng. trc. Harold Sutherland, Islam and the Divine Comedy, London 1968). Bu eserinde, Dante’nin İlâhî Komedya’sında yer alan cennet, cehennem ve a‘râf tasvirlerinin İslâm kaynaklarından, özellikle İbnü’l-Arabî ve Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin eserlerinden alındığını ileri sürdü. Bu görüş Batı ilim dünyasında, özellikle 1921 yılında Dante’nin 600. doğum yılını kutlama hazırlığı içinde bulunan İtalya’da şok tesiri yaptı ve çok şiddetli tepkilere yol açtı. Asin Palacios bu tepkilere ısrarla karşı koydu ve görüşlerini daha ayrıntılı olarak savunduğu bir ekle birlikte eseri büyük boy 609 sayfa halinde ikinci defa yayımladı (Madrid 1943). Karşı görüşte olanların tek delili Dante’nin Arapça bilmediği idi. Ancak Asin Palacios hıristiyan kültüründe isrâ, mi‘rac ve özellikle a‘râf inancının bulunmadığını söyleyerek Dante’nin bu konuları İslâmî kaynaklardan alıp işlediğini, Arapça bilmemekle birlikte Latince ve İspanyolca’ya yapılmış tercümelerden faydalandığını belirterek dil gerekçesine dayalı itirazı kolaylıkla çürüttü. Sonraki araştırmalar onu haklı çıkardı. Nitekim ölümünden beş yıl sonra İtalyan araştırmacı Enrico Cerulli, 1260’larda yani Dante’nin doğumundan önce mi‘rac konusunda Arapça bir eserin Latince ve İspanyolca’ya yapılmış iki tercümesini yayımladı. Vatikan Kütüphanesi’nde bu iki tercüme ile birlikte aynı eserin Latince bir nüshası daha bulundu. Yine 1949’da J. Muñoz Sendino mi‘rac konusunda 1264’te Arapça’dan İspanyolca’ya yapılmış üç ayrı tercüme bularak yayımladı. Bütün bu neşirlerle İlâhî Komedya arasında karşılaştırmalar yapılmış ve Asin Palacios’un tezine uygun olarak Dante’nin bunlardan faydalandığı ispat edilmiştir (bk. A. Bedevî, Devrü’l-ʿArab fî tekvîni’l-fikri’l-Ûrubbî, s. 47-65).
Asin Palacios 1900’lerde başlattığı İbn Bâcce üzerindeki çalışmalarını (“El filosofo zaragozano Avempace”, Revista de Aragon, Zaragoza 1900) yeniden ele alıp hemşerisi olarak ilgi duyduğu bu filozof hakkında peş peşe neşirler yaptı (“Avempace, botanico”, al-Andalus, V [1940], s. 255-299; “Tratado de Avempace Sobre la Union del intelecto con el hombre”, al-Andalus, VII [1942], s. 1-47; “La Carta da Adios de Avempace”, al-Andalus, VIII [1943], s. 1-87).
Asin Palacios’un üzerinde çok durduğu bir diğer Endülüs İslâm düşünürü Kurtubalı İbn Hazm’dır. Onun el-Faṣl fi’l-milel ve’l-ehvâʾ ve’n-niḥal adlı eserinden hareketle yazdığı ve İbn Hazm’a göre Endülüs’te dinî hoşgörü konusunu işlediği makaleyi (Cultura Española, Madrid 1907) yine aynı dergide neşrettiği “La moral gnomica de Abenhazm” (İbn Hazm’ın bilgelik ahlâkı) takip etti. 1916’da da İbn Hazm’ın el-Aḫlâḳ ve’s-siyer adlı eserini Los Caracteres y la Conducta (huylar ve davranışlar) başlığıyla İspanyolca’ya tercüme etti. 1924’te Kraliyet Tarih Akademisi’ne seçildiğinde dinleyicilere sunduğu çalışma, İbn Hazm’ı ilk dinler tarihçisi olarak takdim ediyordu. Daha sonra el-Faṣl’ın tamamını İspanyolca’ya çevirdi. Çok beğenilen bu tercümede ayrıca önemli açıklamalarda da bulundu. İlk cildi İbn Hazm’ın biyografisini ihtiva etmek üzere beş cilt halinde ve Abenházam de Cordoba y su historia critica de las ideas religiosas (Kurtubalı İbn Hazm ve dinî fikirlere dair tenkitli tarihi) başlığı altında hazırladığı eseri 1927-1932 yılları arasında yayımladı. İbn Hazm üzerine çok sayıda araştırma neşreden Asin Palacios’un aynı konudaki son çalışması İbn Hazm üzerine bibliyografik bir araştırmaydı (bk. “Un códice inexplorado del cordobés Ibn Ḥazm”, al-Andalus, II [1934], s. 1-56).
Asin Palacios’un İbn Bâcce gibi İbnü’l-Arabî ve Gazzâlî hakkındaki ilgi ve merakı da erken bir dönemde başlamıştı. Bu iki büyük İslâm mutasavvıfında vecd psikolojisini incelediği makalesiyle (Cultura Española, Madrid 1906) bu konuda attığı adımları, aynı yıl La Psicologia segun Mohiddin Abenarabi (Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin ruh görüşü) (Paris 1906) adlı eserini yayımlayarak ilerletmişti. Ancak onun İbnü’l-Arabî hakkındaki asıl eseri dört kısım halinde hazırlanmış olup El mistico murciano Abenarabi: monografias y documentos (Mürsiyeli mutasavvıf İbnü’l-Arabî: monografi ve metinler) (1925, 1926, 1928) başlığını taşır. Daha sonra El Islam cristianizado (Hıristiyanlık etkisi altında İslâm) adlı eseri yazdı (1931). Bu kitap İbnü’l-Arabî’nin eserlerinde ifadesini bulan tasavvuf üzerine bir incelemeydi ve İslâm tasavvufunu Hıristiyanlığın tesirlerine bağlayan yaklaşımıyla, aynı görüşte ısrar eden oryantalist geleneğe dayanmaktaydı (Arapça trc. A. Bedevî, İbn ʿArabî: Ḥayâtühû ve meẕhebüh, Kahire 1965). Asin Palacios’un El Islam cristianizado’yu yazmaktaki gayesi, Hıristiyanlık dünyası ile İslâm dünyası arasındaki tarihî ve kültürel bağları ortaya koymaktı. Zira o her iki kültürün tasavvuf ve kelâmî düşünce geleneklerinin birliğine inanıyordu (bk. L. Gardet, “Hommage à Don Miguel Asin y Palacios”, IBLA, VIII, 231). Ancak Abdurrahman Bedevî’ye göre müellif bu iki kültürün birbirini etkilediği yolundaki görüşünde çok aşırı iddialarda bulunmuş, fikirlerini sağlam esaslara dayandıramamıştır (Mevsûʿatü’l-müsteşriḳīn, s. 79). Bununla birlikte onun Kuzey Afrika Şâzelî ekolü düşünürlerinden İbn Abbâd er-Rundî’nin San Juan de la Cruz üzerindeki tesirini incelediği makalesi (“Un Precursor Hispano-Musulman de San Juan de la Cruz” [San Juan de la Cruz’un Endülüslü müslüman müjdecisi], al-Andalus, I [1933], s. 7-79) ile Turmeda’nın İhvân-ı Safâ risâlelerinden çalarak kendisine mal ettiği Disputa del anso (eşeğin tartışması) adlı eserin Arapça aslını (El original árabe de “La disputa del asno contra Fr. Anselmo Turmeda”, Madrid 1914) yayımlamış olması, Hıristiyanlık kültürü ile İslâm kültürünün birbirine olan etkileri konusunda tek yanlı düşünmediğini göstermektedir. Ayrıca, ünlü sûfî İbnü’l-Arîf’in Meḥâsinü’l-mecâlis adlı eserini Fransızca tercümesiyle birlikte yayımlamış (Ibn al-ʿArif, Mahāsin al-Majālis, Texte Arabe, traduction et commentaire, Paris 1933) ve bu neşre yazdığı ayrıntılı önsözde İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücûd görüşünü geliştirirken bu eserden faydalandığını ileri sürmüştür.
Çalışmalarının odak noktalarından birini oluşturan Gazzâlî hakkında hazırlamış olduğu doktora tezi ile aynı düşünürün psikoloji hakkındaki denemelerinden sonra Amari’nin (1806-1889) doğumunun 100. yılına armağan olarak hazırlanan esere, “Un Fagih Siciliano Contradictor de Al-Gazzāli Abū Abdullah de Mazzara” (Gazzâlî ile Sicilyalı fakih Ebû Abdullah Mâzerâyî’nin tartışması) adlı yazısıyla katıldı (bk. Centenario della nascita di Michele Amari, Palermo 1910, II, 216-244). Gazzâlî ile ilgili olarak daha sonra “La mystique d’al-Ghazzâlî” (MFOB, VII [1914], s. 67-104) adlı makalesini yayımladı. el-Müstaṣfâ’ya dayanarak Gazzâlî’nin fıkıh usulünü konu edinen bir araştırma neşretti (1925); onun el-İḳtiṣâd fi’l-iʿtiḳād adlı eserini de El Justo medio en la creencia (itikadda orta yol) adıyla şerh ve eklerle İspanyolca’ya tercüme etti (Madrid 1929). Ancak Asin Palacios’un Gazzâlî konusundaki asıl eseri, La espiritualidad de Algazel y su sentido cristiano (Gazzâlî’nin mânevî dünyası ve taşıdığı hıristiyan tesiri) adlı çalışmasıdır. Bu eser İḥyâʾın bazı bölümlerinin tahlil, tahkik ve metin neşrinden oluşan üç hacimli ciltten meydana gelmektedir (1934, 1935, 1936). Buna sonradan Gazzâlî’ye ait bazı metinleri ihtiva eden bir dördüncü cilt eklenmiştir (1941). Yazar bu eserinde ayrıca İḥyâʾdan seçtiği pasajlarla bazı hıristiyan yazarların eserleri ve Kitâb-ı Mukaddes arasında karşılaştırmalar yaparak benzerlikleri göstermeye çalışmış, ancak bu konuda da ilmî esaslara dayanmayan aşırı iddialarda bulunmuştur.
Bir Arap dili uzmanı olarak da çalışmalar yapmış olan Asin Palacios’un öğrencileri için hazırladığı Arapça gramer ve sözlük (1839) ile İspanya’da Arapça eğitimi konusunu inceleyen makalesi (Revue Africaine, 1914), onun bu alandaki önemli çalışmaları arasında zikredilebilir. Ayrıca İspanya’da kullanılan Arapça asıllı isimler (1940) ve Endülüs’te Arapça bitki adları (1943) konusundaki lengüistik çalışmaları bu sahaya yaptığı diğer önemli katkılardandır.
Asin Palacios San Sebastian’da yaz tatilini geçirmekteyken 12 Ağustos 1944’te âniden öldü ve Polloe Mezarlığı’na defnedildi. Don Emilio García Gómez, Lasso de la Vega, P. Longás, H. Terrasse, J. D. M. Ford, Louis Gardet, Arthur Jeffery, Abdurrahman Bedevî gibi birçok tanınmış yazar tarafından hayatı ve çalışmaları hakkında yazılar yayımlandı. Ayrıca kitap ve makalelerinin neşredilmesine ölümünden sonra da devam edildi. İspanyolca yazmış olması sebebiyle ülkemizde ancak öteki Batı dillerine yapılan tercümeleriyle tanınan eserleri ölümünden sonra yayımlanan tam listeye göre 245 olarak tesbit edilmiştir. Hakkında çıkmış tek kayda değer Türkçe makale Hilmi Ziya Ülken imzasını taşımaktadır (bk. bibl.).
BİBLİYOGRAFYA
Diccionario de Literatura Espanola, Madrid 1972.
Diccionario de Autores, Barcelona 1973.
Abdurrahman Bedevî, Devrü’l-ʿArab fî tekvîni’l-fikri’l-Ûrubbî, Beyrut 1979, s. 47-65.
a.mlf., “Miguel Asin y Palacios”, Mevsûʿatü’l-müsteşriḳīn, Beyrut 1980, s. 75-81.
Necîb el-Akīkī, “Asin Palacios, D. M.”, el-Müsteşriḳūn, Kahire 1980, II, 194-196.
P. Longas, “Bibliyografia de Don Miguel Asin”, al-Andalus, IX/2 (1944), s. 293-319.
A. Jeffery, “Miguel Asin”, MW, XXXV/4 (1945), s. 273-280.
L. Gardet, “Hommage à Don Miguel Asin y Palacios”, IBLA, VIII (1945), s. 229-234.
Hilmi Ziya Ülken, “Dante ve Mîrâç Divina Comedia’nın İslam Kaynakları”, İstanbul Mecmuası, sy. 58, İstanbul 1946, s. 4-7.
Rızâ Rızâzâde Lengerûdî, “Asin Palacios Miguel”, DMBİ, I, 397-398.